*Gümüşkanat ;*  Biz  insanlığa ilimleri öğreten bir milletiz. İlim
adamlarımız yüzyıllarca dünyaya ışık tutmuşlardır. Bu gün kendi
medeniyetine yabancı olarak sadece kuru bir alan bilgisiyle yetiştirilen
öğretmenler yeni nesillerle kadim bir medeniyet arasında köprü olamazlar.
Başkalarının denetimindeki eğitim bize hizmet edemez. Milli kültüre, milli
kimliğe hizmet eden güçlü ve doğru bir eğitim olmazsa Türkiye'nin kurtuluşu
ve yükselmesi mümkün olmaz.

Eğitim sistemimiz rötuşlarla düzeltilemez. Eğitim sisteminde; sınav
sayısında değişiklik yapmanın, sınavları azaltmanın örneklerini yaşıyoruz.
Bunlar ölüye makyaj yapma çalışmalarıdır. Sistemin kökten değişmesi
gerekmektedir. Bir ülkenin yükseköğretimdeki başarısı üniversite sayısının
çokluğu ile değil, o üniversitelerde verilen eğitimin kalitesi ile ölçülür.


Gençlerin ellerine tutuşturduğumuz diplomalar “İşsizlik Sertifikası”na
dönüşmüşse 500 üniversitemiz olsa ne fark eder. Kendi tarihini bilen,
özgüven sahibi, dünyayı tanıyan, sorumluluklarının farkında olan bir genç
ile geleceği kuşanabiliriz. Bilgisayarının, takım tezgâhının, laboratuvar
masasının yanına alın terini, inancını, ideallerini koyabilen genç ancak
yeni bir dünyayı kurabilir.


Seküler bir müfredattan, hürmeti, hizmeti ve merhameti önceleyen bir nesil
çıkmasını bekleyemeyiz. Adaptasyon müfredat programlarından vazgeçilmeli,
kendi milli benliğimize, yapımıza uygun, öğretici, ama daha da önemlisi
eğitici ve olumlu davranış kazandırıcı müfredatlar hazırlanmalıdır.


Okullar sadece bilgi ve kültür vermekle kalmamalı, onun yanında ahlak ve
karakter terbiyesi de vermelidir. Bu ikisi birlikte olmazsa yetişme ve
yetiştirme eksik kalır.


*Saadet Partisi olarak Erbakan hocamız gibi diyoruz ki;* “Asıl mesele
çocuklarımızın kalbine ne koyduğumuzdur.” Bunun reçetesi, rekabete dayalı,
yarışmacı bir sistemin yerine; hak ve adalet merkezli bir anlayışı okullara
yeni öğretim yılının onlarca içtenlikten yoksun tebrik mesajlarının
okunduğu ve vaatlerin sıralandığı bir gün değil minnettarlığımızı samimiyet
ile ifade ettiğimiz ve öğretmenlerimiz ile vaade gerek kalmamış ortamlarda
ve şartlarda ;

Gençliğine sahip olan geleceğinden emin olur. Çağın fen ve teknolojik
bilimleriyle teçhiz edilmiş, ahlak ve maneviyat sahibi gençler, Yeniden
Büyük Türkiye'nin inşasında en değerli servetimiz olacaktır.

Ülkemizin ve dünyanın adaleti, kardeşliği, paylaşmayı ve merhameti
önceleyen; inancını ve kimliğini koruyarak başkalarının da hak ve hukukunu
gözeten; kendi yaşama zevkini değil başkalarını yaşatma aşkını
içselleştiren; gösterişsiz, sabırlı ve azimli bir şekilde yeni bir dünyanın
oluşumu için çalışan nesillere ihtiyacı vardır.

Öğretmenlerimizin büyük fedakârlıklarla çalıştıklarını çok iyi biliyoruz.
Her şeye rağmen öğretmenlerimizin sistemden ve dayatmalardan kaynaklanan
sıkıntıları aşarak, çocuklarımızın ve gençlerimizin kalplerinde; iyinin,
doğrunun, faydalının ve adil olanın yer bulmasının gayretinde olacağına
inanıyoruz. Kendilerine bu vesileyle bir kez daha şükranlarımızı sunuyor,
tüm eğitim camiasına  başarılar diliyoruz.