BİR AÇILIŞIN İZLENİMLERİ

2 Nisan’da Afyonkarahisar Kendin Yap Atölyesi’nin açılışı vardı. Aylar öncesinden açılışa hazırlanan öğrenciler ve eğitmenler çok güzel bir sunum gerçekleştirdi. Kendin Yap atölyelerinin bünyesinde, yapay zekâ, sanal ve arttırılmış gerçeklik, nesnelerin interneti teknolojisi, robotik kodlama, aurdinio, scratch, drama, resim eğitimleri veriliyor. Ayrıca 2 istasyonu olan mobil atölyesi bulunan Afyonkarahisar Kendin Yap Atölyesi’nde Emirdağ, Başmakçı, İscehisar, İhsaniye, Şuhut, Kızılören, Dinar, Çobanlar ilçelerinde bölgeye özgü birer istasyon bulunmakta. Yenep( Yeni Nesil Eğitim Mali Destek Programı)  kapsamında Zafer Kalkınma Ajansı tarafından desteklenen Kendin Yap Atölyeleri çok iyi çalışılmış, düşünülmüş bir proje. Afyonkarahisar Kendin Yap Atölyesi Proje Koordinatörü Nursefa Keskin ve özverili uzman eğitmenler; Yasemin Yıldırım, Sevim Kırmızıgül, Sebahat Karakaya, Sema Balyiyen, Hüseyin Ertekin hocalarımızı bir kere daha tebrik ederim. Canan Uzdem Özgün açılışı çok güzel sundu ve üst katta açılış boyunca Cihangir Kırbaş kemanıyla harika bir repertuar seslendirdi, her iki hocamıza da teşekkürlerimizi gönderiyorum. 

Açılış hazırlığı, o tatlı telaş, devlet büyüklerimizin açılışa iştirakleri bana, yıllar önce izlediğim yönetmenliğini Nesli Çölgeçen’in yaptığı, Şener Şen, Ali Uyandıran, Üstün Asutay, Güzin Çorağan ve daha pek çok değerli oyuncumuzun rol aldığı, 1987 yılı yapımı Selamsız Bandosu filmini hatırlattı. Dün tekrar izledim, sizlere de tavsiye ederim. Tekrar hocalarımıza, açılışa katılanlara ve açılışta görev alan öğrencilerimize teşekkür edelim bu vesile ile. Her şey çocuklarımız için geleceğimiz için. 

Şimdi objektifi kendimize çevirelim. Çocuklarımız için gayret ediyoruz, şartlarımız ölçüsünde onları destekliyoruz. Fakat özellikle bizim kuşağımızda bununla yetinmek gibi bir eğilim var. Çocuklarımızı kurslara götürüp, hayatın telaşına kaptırıp, geçen zamanda kendini sorgulamayıp, değişmeyi, gelişmeyi istemeyip, fark etmeyip manevi anlamda olanla yetinen bizleri kastediyorum. Aslında tam olarak söylemek gerekirse, büyümek istemediğini düşündüğüm bizim kuşağa objektifi çeviriyorum. Benim kuşağımda, çoğu arkadaşım yetişkin olmaktan memnun değil anladığım kadarıyla. Kendi kuşağımızı gözlemlediğimde edindiğim izlenim bu; çocuk yetişkinleriz. 

Bunun birçok sebebi var mutlaka; hastalıkları nasıl tek bir sebep oluşturmuyorsa, bizleri de çocuk yetişkinler yapan, hem kişisel hem de genel pek çok sebep vardır. Kişisel gelişim kitapları son yıllarda bizim gençliğimize göre çok daha fazla yazıldı ve basıldı. Kendimizi tanımak, bulmak anlamında binlerce yıllık öğretilerden dinlere, o öğreti ve dinleri referans alan uygulamalardan, içeriği kopyalayıp adını değiştirenlere, mindfulness, theta healing, numeroloji, reiki ve bunlar gibi yazsam satırlarca yer tutacak eski yeni pek çok yönteme rağmen bizim kuşağımız çoğunlukla büyümedik, olgunlaşamadık ne yazık ki. Bu yöntemlerin en az biri, çoğunlukla bir kaçı hakkında bilgimiz var, ama ne bildiğimizi, niye o yöntemi seçtiğimizi ve seçtiğimiz yöntemin uygulamasını içselleştirmeden ne yazık ki biraz biliyorsak hemen bildiğimizi göstermeye çalışıyoruz. Daha birini hazmetmeden diğerine geçiyoruz. Onlar için uğraşmamıza rağmen gençlerimizden şikâyet ediyoruz, peki kendimiz ne durumdayız? Orta yaşlılığımda gençliğimde olduğundan çok daha fazla yazılı, görsel, video kaydı kaynağa ulaşabiliyorum. O zaman neden bizim kuşağımızda bir pırıltı, bir ışık yok? Bence sebebi, felsefenin, sorgulamanın hayatımızdan çıkması. Oysaki her şey böyle başlamış, dünyadaki varoluşunu sorgulayan insan mağara duvarlarına iz bırakmış, maneviyatı sorgulayan insan inancı keşfetmiş, sanat, bilim, inanç insanın kendini, çevresini, şartlarını sorgulamasıyla keşfedilmiş. Biz ise felsefe yapmadığımız, sorgulamadığımız, düşünmediğimiz için büyüyemiyoruz, olgunlaşamıyoruz. Her şeyi, bütün öğrendiklerimizi, klişe gibi her yere yapıştırdığımız, bir tanesiyle iki saat sohbet sürdürdüğümüz cümleleri bir kenara bırakıp, sadece birkaç dakika bile olsa dinleyelim ve düşünelim yüzleşelim. Bakalım kendimize ne söyleyeceğiz? Güzel bir Pazar, keyifli okumalar diliyorum

Sanatla Kalın