Yine uzun zaman olmuştu yazmayalı… Taa ki Nail kardeşim tarafından bu internet haber sitesi kuruluncaya kadar.

Nail, bu siteyi kuracağını söylediğinde çok fikir alışverişinde bulunmuştuk. Köşe yazmayı teklif ettiğinde ise sevindim ve biraz da heyecanlandım.

Başta da söylediğim gibi… Uzun zaman olmuştu. Çünkü, haber yazmak ile köşe yazmak arasında fark var.

Öncelikle Afyon Postası hayırlı mübarek olsun. Allah güzel haberler yapmayı nasip etsin.

Sadece Afyonkarahisar’da değil, Türkiye’nin dört bir yanında on binlerce internet haber sitesi var. Ama kalite ve içerik çok önemli… Afyon Postası’nın bu misyonu fazlasıyla yerine getireceğine inancım tam…

İlkyazımda biraz kendimizden, gazetecilikten, medyadan bahsedeyim. Çünkü biz hiç kimseye yaranamayız!

Doktorlar hastalarından, yolcular minibüsçülerden, bazı okurlar yazarlardan, bazı vatandaşlar hava kirliliğinden, bazıları ülkenin gidişatından şikayet eder. Bu örnekler çoğaltılabilir.

Ama bana göre yeryüzündeki varlıklar 3’e ayrılır; “İnsanlar, hayvanlar ve gazeteciler”... Bakın biz neler yapıyoruz...

Eğer bizi minibüste, otobüste, trende, uçakta, vapurda veya herhangi bir yerde görürseniz, muhakkak bir soru sorun. Bizim dünyada en zevk aldığımız şey budur!

Gazeteciler dünyadaki bütün gelişmeleri bilmek zorundadır. Magazin muhabirine Ortadoğu sorununu, spor muhabirine ülkedeki ekonomik istikrarı, ekonomi muhabirine de Afjet Afyonspor’un gidişatını rahatça sorabilirsiniz. “Uzmanlık alanı” diye bir palavra, cahil gazetecilerin uydurmasıdır!

Bir hastalıkla ilgili haber görürseniz, doktorun irtibat telefonlarını bizden isteyin. Çünkü biz haber yaptığımız insanların aynı zamanda sekreterliğini de yaparız!

Bir yakınınız veya arkadaşınızın işi mi var? Getirin bize. Elimiz kolumuz uzundur, çevremiz geniştir. Birkaç telefonla hallederiz!

Bizi iyi bir haber, iyi bir görüntü, iyi bir yorum, iyi bir fotoğraf için takdir etmeyin. Biz zaten bunun için varız. Bize bu yüzden maaş veriyorlar!

Kalın sağlıcakla…