Hanife Şahin’in açıklamaları şöyle: 

ANİ BİR KARARLAR BU OTELİ MEMLEKETİMİZE KAZANDIRDIK

Sizleri burada ağırlamaktan onur duyarız. Müsaadenizle öncelikle biraz kendimizden söz edelim. Ben Hanife Şahin, burada yani Demirli Köyünde diğer adıyla "ANA TANRIÇA KYBELE" nin ana yurdunda dünyaya geldim.  Eğitim hayatımdan sonra uluslar arası iş hayatında ,yani mermer sektöründe dünyanın bir çok ülkesinde faaliyet yürütürken ani bir kararla Demirli köyüne gelip KYBELE oteli memleketime kazandırmaya çalıştım.  

GÜZEL BİR HİKAYESİ VAR

Aslında bir hikayesi var tabiki bu işin ama onuda sizleri burada bir daha ağırladığımızda arz edeceğim. Sizlerde bilirsiniz ki hayatta her güzel işin bir de ilginç hikayesi vardır. Belirtmek isterim ki, ilk izleri Anadolu'nun en eski dönemlerinde görülmüş sonra Frigler aracılığıyla Helenler'e ve oradan Romaya kadar gitmiştir.

KYBELE TÜM DÜNYANIN İLGİSİNİ ÇEKİYOR

Bugün tüm dünyanın ilgisini çeken ve çokça araştırmalar yapılan KYBELE'nin tarih serüveninde ilgi çekme sebebi ise tanrı ve tanrıçaların anası olmasıdır. Frig dilinde "dağa ait olan" yada "dağın" olan matar kubileya olarak frig yazıtlarında tespit edilmiştir. Aslında "kutsal ana" olarakta anıldığı bir çok eser mevcuttur.

KYBELE’NİN ANA YURDUNA YETERİNCE SAHİP ÇIKAMIYORUZ

Bugün dünyanın bir çok ülkesinde "kybele etkinlikleri ve festivalleri "yapılmaktadır.  Ana yurdu burası olmasına rağmen, maalesef yeterince sahip çıkamamışız.

ANA TANRIÇA’NIN ONURUNA FESTİVALLER DÜZENLENEN BÖLGE

Oysa ki az ileride Demirli Kalesi’nde Kybele tahtı… ve burada o tarihlerde ANA TANRIÇA'nın onuruna festivaller ve tarihin derinliklerinde o çağda bile harika etkinlikler yapıldığı bilinmektedir. Bugün İtalya da her sene Kybele festivali yapılırken, oysa ki Kybele'nin bizzat kendisinin katıldığı "at yarışları ,avcılık ve pazar festivalleri" burada yapılmıştır.

TARİHİ YENİDEN CANLANDIRMAK İSTİYORUZ

Amacımız sizlerinde destek ve katkılarıyla bu tarihi burada yeniden canlandırmaktır.Dediğim gibi sizleri burada yeni projeler ve sürpriz organizasyonlarla tekrar tekrar ağırlamayı düşünüyoruz. Hatta siz bile buranın büyüsünden ve sürpriz etkinliklerden dolayı buradan gitmek istemeyeceksiniz.Hepinizi burada görmekten ve ağırlamaktan büyük onur duyduğumu ifade ederek sözlerime son veriyorum.

KYBELE’YE AİT RESİMLER VARDI, TAHRİP EDİLDİ

Demirli Köyü’nden İhtiyar Heyeti Üyesi Hidayet Kaya’da şunları söyledi:  “Biz çocukken koyun keçi güderdik. Burada Kybele’nin koltuğu olduğunu duyduk. Orada oturup konuşurmuş halk onu dinlermiş. Orada kurbanlar kesilirmiş. Kybele’ye ait resimler vardı. Kayalar tahrip oldu orada kaldı o resimler. Orada derin vadiler tüneller var. O tünellerden Bayramaliler Kalesi’ne ulaşıldığı söylenirdi eskiden. İçeride demir kapıların olduğundan bahsediliyordu”

KURTULUŞ SAVAŞI’NDA TOPLU MEZARLAR VAR

“Burada çok büyük savaş olmuş. Dereden su yerine kan akmış. Orada bir nine vardı. Rabbim böyle bir savaşı böyle bir acıyı sizin çocuklarınızın çocuklarına bile göstermesin derdi. Ağlayarak bunları anlatırdı. Orada savaş kalıntıları hala duruyor. Mevziler duruyor. Toplu mezarlar, bayrak direğinin takıldığı yer bile duruyor. 

HALA MERMİ BULUYORUZ

Mermiler hala bulunuyor. Top mermilerinin parçaları bulunuyor. Buradaki mezarların şehitlerimize ait olduklarını düşünüyoruz. Çünkü bizim inancımıza göre defnedilmiş. Bahsettiğimiz yer bu bölgenin en yüksek yeri. Çok yüksek bir yer. Frigya’da Kurtuluş Savaşı’nın izlerini bulmak mümkün”