Sene 1995, Dinardaki hizmetimi tamamlayıp Afyon’a tayin olduğum ve Doğumevinde çalışmaya başladığım haftanın Cuma günüydü. Akşam yemeği sırasında şiddetli bir sarsıntı oldu. Dehşetle, korkuyla hemen doğumevine koştuk. O zamanlar hızlıca haber alabileceğimiz sosyal medya yoktu. Hatta yeni taşındığımızdan evimizde televizyon bile yoktu. DepreminDinarda olduğunu duyunca 1 yıl boyunca hizmet verdiğim ilçemin insanlarına, dostlarıma yardıma koşmak için hareket eden ilk ambulansa binip Dinara yola çıkmıştım. Henüz ambulansın kapısındayken bir abimiz elini omzuma koyup “Gidin tabii evladım gidin. Biz deprem doktoru değiliz” demişti. Ben de deprem doktoru değildim ki… Henüz 1 yıllık doktordum. Dinarda kısa sürede 100’ü aşkın ambulans toplandı. Biz debirkaç cana dokunma, onlara yardımcı olma fırsatı bulmuştuk. Doktor olduğuma şükrettiğim, bunun hazzını yaşadığım bir dönemdi. Acılar, ölümler vardı ve bizler elimizden geleni en iyi şekilde yapmaya çalıştık.

Şimdi yine böyle günlerdeyiz. Hepimizin bildiği ve yakından takip ettiği “corona virüs” salgını bizleri de endişelendiriyor. Bu güne dek diğer ülkelerdeki gidişatı takip ettik. Oralardaki meslektaşlarımızın çabasını, yaşadıkları zorlukları, bizlere uyarılarını… Artık virüsülkemizde. Bizler sağlık personeli olarak hazırız. Sağlık bakanlığının Wuhan’da başlayan salgından beri çalışan bir bilim kurulu var. Onların aldığı kararlar taşra teşkilatları tarafından yürütülüyor.

Biz de Afyon Devlet Hastanesi olarak uzun zamandır hazırlanıyorduk. Birim sorumlusu hekimlerimiz birimleri ile ilgili çalışmalarını tamamladı. Sürekli hizmet içi eğitimler veriliyor. Temizlik personellerimiz de bu güne dek olandan çok daha fazla çalışıp, enfeksiyonkontrol komitesinin öngördüğü şekilde temizliklere devam ediyor. Yeni cihazların alımı yapılıyor. Olası bir salgında ihtiyaç olabilecek her şey hesaplanıp tedarik ediliyor. Ben ve tüm çalışma arkadaşlarım gerekirse haftalarca evimize dönmeyecek gibi hastanedeki dolaplarımıza sabun, iç çamaşırı ve giyecekler koyduk. Şimdilerde tek konumuz eğer salgın şiddetlenirse ne yapacağımız. Afyon’da henüz corona pozitif bir vaka olmasa da, biz hazırız. Okullar kapandı. Bazı kurumlar evden çalışmaya geçti. Kurumlarda gebe, engelli, kronik hastalığı olanlar izne ayrıldı. Ama bizler, sağlık çalışanları gebe de olsak, engelli de olsak, kronik hastalığımız da olsa, bazı özel durumlar haricinde hepimiz görevimizin başındayız. Nasıl savaşa asker gidiyorsa, bu da bizim savaşımız. Bu gün hep şıkır şıkır giyinmesine alıştığımız acil servis sorumlusu arkadaşımızın yeşil formasını giyip ekibi ile tüm eksiklerini tamamladığını gördük. Bir tek o değil. Savaşa tüm komutanlarımızla, tüm askerlerimizle hazırız.Bu savaşın bizim işimiz olduğunu biliyoruz. Korksak da, sevdiklerimiz ve kendimiz adına endişelensek de hazırız. Şimdi çocuklarımızı kime emanet etsek, yaşlılarımızı nasıl korusak diye düşünüyoruz.

İçimizi rahatlatan şey devletimiz ilk vaka ile gerekli önlemleri hızlıca almış olması. Okulların kapatılması en önemli adımlardan biriydi. Ulusal ve uluslararası tüm kongre, seminer ve sempozyumlar iptal edildi yada sonraki tarihlere ertelendi. Bu gün akşam saatlerinde açıklanan kafe, kahvehane, oyun salonu, spor salonu gibi yerlerin kapatılması, cemaat ile kılınan namazlara ara verilmiş olması damlacık enfeksiyonu ile bulaşan bu hastalığın salgın şiddetini azaltmaya yönelik çalışmalar. Virüs hızlı yayılma gücüne sahip. Kalabalık şekilde bulunulan kapalı ortamlar virüsün kolayca yayılması için zemin hazırlıyor. Bu önlemlerle yayılmanın hızını azaltılıp en az zarar ile bu dönemi geçireceğiz.

Virüsün yurtdışından geliyor olmasından dolayı bazı ülkelere uçuş yasağı uygulanıyor. Yurtdışından, özellikle umreden dönen vatandaşlarımız karantinaya alınıyor. Virüsün kuluçka süresi 2 ila 14 gün arasında oluğundan 14 günlük izolasyon yani kalabalık ortamlardan uzakta kalma, bulaştan kaçınma öneriliyor. Bu belirsiz dönemde hastalıktan kaçınmak için başka neler yapmalıyız sorusunun en önemli cevabı izole olmaktır. Kalabalıklardan kaçınmak, hatta evden hiç çıkmayarak bulaştan korunmak. Dışarıda vakit geçirilecek kafe, kahvehane, eğlence mekânları kapalı. Bizler de evlerimize kapanalım. Bir süreliğine dostlarla da vakit geçirmeyelim. Sadece ailemiz olsun. Evde izleyebileceğimiz filmler, kitaplar, el işleri. Evde yapabileceğimiz egzersizlerle zamanımızı doldurabiliriz. Tabii ki uykumuza ve beslenmemize özen göstererek. Bir süre dışardan bir şey yemeyebilir, yemek pişirmeyi evde eğlenceli hale getirebiliriz. Gençlerimiz de evde kalmalı. Onlar virüsten en az etkilenen kesim. Hasta olmuyorlar. Ancak virüsün taşınmasında rol alıyor ve dışarı nispeten daha az çıkan yaşlılara bulaştırıyorlar. Yaşlı insanlar kronik hastalıklarından dolayı virüse dayanıksız. Hastalıkları çok ağır geçiyor. İtalya verilerine göre bu hastalıktan hayatını kaybedenlerin yaş ortalaması 79,4. En genci 39, en yaşlısı 100 yaşında. Bu süreçte gençlerimizin evde kalması ve bu süreci keyifli ve verimli değerlendirmesi için Tübitak tüm yayınlarını web sitesinden ücretsiz olarak ulaşılabilir yaptı.  Birçok müze sanal geziyi ücretsiz sunuyor. Başta Berlin Filarmoni Orkestrası olmak üzere orkestra ve sanatçılar internet üzerinden canlı konserler verirken arşivlerini de ücretsiz olarak açıyor. Tüm dünya bir oldu bu salgının hızlıca geçip gitmesi için elinden geleni yapıyor. Gençlerimize de düşen biraz sabırla bu süreyi evde geçirmek ve virüs taşınmasında rol almamak. Şunu unutmamak gerekir can sıkıntısı solunum sıkıntısından iyidir!

Sizlere Sağlık Bakanlığının ondört gün kurallarını hatırlatmak istiyorum. Bu kurallar virüsün bulaşmasını önleyebilecek kurallardır. Bu kurallar sadece corona virüs enfeksiyonlarında değil, tüm enfeksiyonlarda uygulanabilir.

Elleri sıkça su ve sabunla 20 saniye boyunca yıkanmak,

Enfeksiyon belirtisi olan kişilerden 3-4 adım uzakta durmak,

Öksürme aksırma sırasında tek kullanımlık bir mendille ağız ve burnumuzu kapatmak, mendil yoksa dirseğimizin iç kısmı ile ağız ve burnumuzu kapatarak damlacıkların yayılmasını önlemek,

Bir süre tokalaşmamak, sarılmamak, öpüşmemek. Bunun gibi yakın temaslardan kaçınmak.

Ellerimizle göz, burun ve ağzımıza dokunmamak. Virüsün gözden de girerek enfeksiyona sebep olduğu biliniyor.

Yurtdışı seyahatleri iptal etmek yada ertelemek. Yurtdışından dönüldüyse ilk 14 günü evde geçirmek,

Ortamların sıkça havalandırılması,

Kıyafetlerin 60 yada 90 derecede deterjanla yıkanması,

Gün içinde sıkça kullanılan kapı kolu, armatür, lavaboların su ve deterjanla günlük temizlemek

Soğuk algınlığı belirtileri varsa kronik hastalığı olanlar ve yaşlılarla temastan kaçınmak, maske takmadan dışarı çıkmamak. Eğer enfeksiyon belirtisi olan kişi maske takarsa bu bulaşı engelleyecektir.

Havlu gibi kişisel eşyaları ortak kullanmamak,

Bol sıvı tüketilmesi, dengeli beslenmek ve düzenli uyku uyumak,

Düşmeyen ateş, öksürük ve nefes darlığı varsa maske takarak bir sağlık kuruluşuna başvurmak,

Bunlara ek olarak eğer yurtdışından yada umreden dönüldü ise ilk 14 gün evde geçirilmeli. Aile üyelerini korumak için evde kendisini izole etmeli yurtdışından dönen kişi. Evde ayrı bir odada yaşamalı,izole edilmiş kişinin odasına maske ile girilmelidir.Bu süreçte ziyaretçi kabul etmemelidir.

ALO 184 Corona Danışma hattı olarak belirlendi. Bununla sağlık kurumlarının gereksiz meşgul edilmesi önlenmek isteniyor. Lütfen ertelenebilir hastalıklarınızı erteleyin. Erteleyemiyorsanız öncelikle aile hekiminize başvurun. Aile hekiminiz gerekli görürse sizi hastaneye yönlendirecektir. Sağlık kurumlarını gereksiz yere meşgul etmeyin.  Ne kadar temizlenip sağlık kurallarına dikkat edilse de coronalı hastaların aile sağlığı merkezlerine, hastanelere geleceğini ve buortamlarda daha çok virüs olacağını bilerek buralardan uzak durun. Raporlu ilaçlarınızı temmuz ayına kadar rapor süreleri bitmiş olsa da eczanelerden alabilirsiniz. Sürekli kullanımı gereken tıbbi malzeme, hasta altı bezi de aynı şekilde eczane ve medikallerden temin edilebilir.

Bunlardan başka şu an Afyon Devlet Hastanesinde hasta ziyaretleri sadece mesai saatleri dışında yapılıyor. Yoğun bakım ve Palyatif Bakım servislerinde hasta ziyaretleri yasaklandı. Refakat hizmetlerinin de mümkünse tek bir kişi tarafından yürütülmesi isteniyor.

Dolaşan virüs değil insanlar. Bizler dolaşıp kalabalıklara karıştıkça virüs çok daha fazla kişiye bulaşır. Evde kalın. Çok gerekmedikçe evden çıkmayın.  Unutmayın, can sıkıntısı solunum sıkıntısından iyidir.

Sağlıklı ve mutlu günlerde buluşmak üzere...