Hepimizin bildiği gibi Pandemi sebebiyle tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de canla başla Korona Virüsle çetin bir mücadele gerçekleştirilmektedir. Çok kıymetli hekimlerimiz, tüm sağlık çalışanları canla başla gecelerini gündüzlerine katarak, gerektiğinde kendi aileleri ile bile görüşemeden ve hatta can kurtarmak için kendi canlarını feda ederek büyük bir mücadele ile çalışmaktadırlar. Esasen bu da biyolojik bir savaş olup, bu savaşın kahraman askerleri de hekimlerimiz ve tüm sağlık çalışanlarımızdır. Onlar gibi çalışmak zorunda olan ayakta kalabilmemiz için bizlere destek olan kişilerdir.

 

Dışarı çıkma zorunluluğu olmayan kişilerin ise bir an önce Pandemiden kurtulabilmek için yapacakları en önemli şey evde kalıp salgının yayılmasının önüne geçmektir. Belki de ilk defa evde kalarak virüsün bulaşmasını önleyerek hayat kurtarıp kahraman olacağız. Dışarı çıkıp yoğun bakımda yatmak veya başkalarının yatmasına sebep olmaktansa, şüphesiz ki evde kalmak çok daha iyidir. Unutmayalım ki; her gecenin bir sabahı, her karanlığın bir aydınlığı, her sorunun mutlaka bir çözümü vardır. Yeter ki bana neci olmadan, bencillikten uzak bir şekilde bilinçli hareket edip gerekli önlemleri alalım. Çok zorunlu kalıp dışarı çıkıyorsak ta sosyal mesafemizi koruyup, maskelerimizi takmayı ihmal etmeyelim. Hepimizin artık ezberlediği 14 altın kuralı uygulayıp, özellikle de sık sık ellerimizi sabunla yıkamayı unutmayalım. Acele etmek ecele götürür derler. Sabrın sonu her zaman selamettir. Hepimiz üzerimize düşeni yaparsak, inanıyorum ki özgürce dolaşabileceğimiz güzel günler yakındır. Birlik ve beraberlik içerisinde hareket edilirse hedefimize hep birlikte ulaşabiliriz. Ben güzel yürekli insanlarıma inanıyor ve bundan böyle her kesin sorumluluk sahibi olarak kendi üstüne düşeni yapacağını biliyorum.

 

Elbette ki yaşananlar kolay değil. Madden-manen insanlarımız zorluk içerisindeler. Ancak bu zorluklar panikle ve bencilce düşünmekle aşılamaz. Dünyada bundan öncede pek çok salgınlar oldu, krizler yaşandı. Ama bir şekilde aşıldı. Kurtuluş Savaşımızda da bin bir güçlükle yoklukla,açlıkla,sefaletle onurluca mücadele edilerek başarıya ulaşıldı. Bizim Milletimizde inandıktan sonra her türlü zorluğa rağmen o zorlukları aşacak güç vardır. Unutmayalım ki evde kalmak bir kabus değildir. Beki de doğa bizlerden intikam alıyor ve bizlerinde belki de doğanın kıymetini bilmemizi istiyor. Aslında her şer bildiğimiz olayın arkasında bir de hayır aramak gerekir olduğunu düşünüyorum. Yaşadığımız bu süreçte pek çok insanın değer yargısının değişerek kıymetini bilmediği nimetlerin değerini anlamalarına vesile oldu. Paranın-pulun, malın-mülkün yeri geldiğinde bir anlam ifade etmediğinin, sağlığın en büyük değer olup, insan sevgisiyle ayakta kalınabileceği anlaşıldı.

 

Meğerse kıymetini bilemediğimiz nede önemli değerler varmış. İnsanın ailesiyle, akrabalarıyla, arkadaşlarıyla sarılabilmesi, yan yana oturup sohbet edip, birlikte çay-kahve içebilmesi bile büyük bir nimetmiş. Lüks içerisinde yaşayamamaktan, modayı takip edememekten, servet üstüne servet yapamamaktan şikayetçi olanların, şikayetlerinin ne kadar da anlamsız ve boş olduğu, baki olanın hayatta bir hoş seda bırakabilmek olduğunun tekrar gözler önüne gelmesine sebep oldu bu süreç. Aslında evde kalmanın bir kabus olmadığını düşünerek, yapmaya fırsat bulamadığımız şeyleri yapmaya ve ailemizle daha güzel zaman geçirebilmek için bir imkan olduğunu düşünerek hareket edersek bu dönemi keyifli ve sağlıklı bir şekilde atlatabiliriz. Evde yapacak bir şey bulamıyorum diyenleri anlamakta zorlanıyorum. Aslında evde bol bol temizlik dışında da yapabileceğimiz güzel şeyler var. El becerilerimizi geliştirebilir, resim, müzik, el sanatları ve bunun gibi hobilerimizi gerçekleştirebilir, izlemek istediğimiz filmleri, tiyatro, konserleri internet üzerinden de izleye bilir, kendi yeteneklerimizi keşfedip kendimizi de geliştirebiliriz. Bol bol kitap okuyup sosyal medyada güzel paylaşımlarda bulunup, bilgi alışverişinde de bulunabiliriz. Şiirler,  yazılar yazıp, resimler yaparak kalıcı eserler bırakabiliriz. Güzel yemek yapmayı öğrenip sağlıklı beslenmek içinde kendimize bir fırsat yaratabiliriz. Özlediğimiz dostlarımızla, sevdiklerimizle, akrabalarımızla teknolojiyi kullanarak görüntülü konuşmalar yapabiliriz. Hatta zom tekniğinden yararlanılarak kurslara katılıp zamanı boşa harcamak yerine, kendimizi geliştirebiliriz. Bende şahsen kendi adıma Avukatlık ve Arabuluculuk mesleğimle ilgili eğitim programlarını internetten takip ettiğim gibi farklı konularda da kendimi geliştirebilmek için, internet üzerinden verilen eğitimlere katılıp sertifikalarımı alıyorum.

 

Artık pandemi ile birlikte alıştığımız çok şeyde değişiyor. Bizlerde bu değişimlere ayak uydurabilmek adına bu gelişmelerden istifade etmeyi öğreniyoruz. Temassız ödemeler, e-ticaret, zom programları üzerinden görüşmeler v.s. gibi imkanları da kullanmayı öğreniyoruz. Belki de kendimizi geliştirebilmek adına dünya insanı olabilmemiz içinde bu konumu bir fırsat olarak görebiliriz. Tüm bu olanlar bize aslında mutlu ve sağlıklı olabilmek için sadece kendimizin, ailemizin, ülkemizin değil tüm insanlığın mutlu ve sağlıklı olması gerektiğini öğretti. Ulu önder Atatürk’ün “ Yurtta Sulh, Cihanda Sulh “ sözünü bir kez daha hatırlatarak tüm dünyada sağlık ve mutluluk varsa, gerçek anlamda hepimizin ancak o zaman mutlu ve sağlıklı olabileceği anlaşıldı. Kısacası evde kalarak hayata bağlanabiliriz. Hayatı dolu dolu yaşamak için se anılması, kutlanması gereken önemli gün ve haftaları unutmamamız gerekmektedir.

 

14-20 Nisan Şehitler Haftasıdır. Bu vesileyle başta Ulu Önder Atatürk ve Silah Arkadaşlarını rahmet, minnet ve şükranla anıyor, Tüm Şehitlerimizin ruhlarının şad, mekanlarının cennet olmasını diliyorum.

 

15 Nisan Dünya Sanat Günü vesilesiyle tüm sanatçılarımızı yürekten kutluyor, her şeyin gönüllerince olmasını diliyor ve bu süreçte de ekranlarımızda da  sanatın ve sanatçıların hak ettiği değeri bularak, eserlerinin izlemesini diliyorum.

 

Yine 15 Nisan Dünya Aşçılar Bayram. Benim içinde önemli bir gün. Zira Türk Dünyası Aşçılar Birliği Vakfı kuruluşuyla ilgili, Türkiye’nin dört bir tarafından ve Yurt Dışından kıymetli aşçılarımızla gönül birlikteliği içerisinde çalışmalar yapmaya çalışıyoruz. Afyonkarahisar’ımızın da bu yıl Gastronomi Şehri olması hasebiyle Afyonumuz içinde ayrı bir önem arz ettiğini düşünüyorum.

 

Yine 15-22 Nisan Turizm haftasının da Şifalı sularıyla Termal cenneti olan ilimiz açısından önemli bir hafta olduğunu düşünüyorum.  Bu anlamda da başta Sayın Valimiz Mustafa TUTULMAZ olmak üzere emek veren her kese şahsım ve Afyonkarahisar Sosyal Yaşamı Geliştirme derneğimiz adına canı gönülden teşekkürü borç biliyorum.

 

Evde kalmaktan korkma

Virüsü yaymaktan kork

Evde kalmak fırsattır

Kıymetini bilene

Solunum cihazına bağlanma

Evde kal, hayata bağlan