Eskişehir Osmangazi Üniversitesi (ESOGÜ) Meşelik Kampüsü içinden fay geçtiği iddialarının ardından ESOGÜ Rektörlüğü tarafından, fakülte binasında analiz çalışmaları başlatıldı. Fakülte binasının çeşitli noktalarında yapılan incelemelerin ardından hazırlanan 5 bin sayfalık raporda ESOGÜ Tıp Fakültesi Hastanesi binasında güçlendirme çalışmalarının yapılmasına karar verildi.

“Yıllık yaklaşık 1 milyon 200 bin civarında hastaya poliklinik hizmeti veriyoruz”

ESOGÜ Tıp Fakültesi Hastanesi’nin hizmetlerini anlatarak konuşmasına başlayan ESOGÜ Rektörü Prof. Dr. Kamil Çolak, “Üniversitemiz, yaklaşık 2 milyon 800 bin metrekarelik alana sahip bir üniversite. 8 ayrı yerleşkede eğitim öğretim faaliyetlerimize devam ediyoruz. Sarıcakaya, Çifteler, Mahmudiye gibi ilçelerimizde de yüksekokullarımız bulunuyor. Eskişehir Osmangazi Üniversitesi olarak, 13 tane fakültesi, 6 meslek yüksekokulu, 4 enstitüsü, 1 yüksekokulu ve 40 ayrı merkeziyle öğrencilerimize, şehrimize katkıda bulunmaya çalışıyoruz. Diğer taraftan çok tabii büyük bir üniversiteyiz, 30 binden fazla öğrencimiz var. Bunun yanında yaklaşık 4 bin idari personel ve bin 700’e yakın akademik personeliyle yani 5 bin 700 civarında akademik personeliyle çok büyük bir camiayız. Eskişehir Osman Gazi Üniversitesi Hastanesi de bildiğiniz gibi sadece Eskişehir’de değil bölgede çok önemli bir hastane. Bilecik, Kütahya, Afyonkarahisar dahil olmak üzere çevredeki illere de hizmet veriyoruz. Oralarda hastalarımız hastanemize geliyorlar. Hatta zaman zaman İstanbul’dan, Ankara’dan hastalarımız üniversitemiz hastanesinden hizmet alıyorlar. Bu bağlamda bir bölge hastanesi konumunda bulunmaktayız. Yıllık yaklaşık 1 milyon 200 bin civarında poliklinik hizmeti veriliyor hastanemizde. Yine yıllık 50 binden fazla hastaya servis hizmeti sunuluyor. Yıllık yaklaşık 25 bin civarında ameliyat yapılan bin yataklı çok büyük bir hastaneye sahibiz” dedi.

“Hastanemiz çok sağlam temeller üzerine inşa edilmiş”

1976 yılında inşa edilen ESOGÜ Tıp Fakültesi Hastanesi’nde sağlam malzemelerin kullanıldığını ve radye kirişler üzerine temel oluşturulduğunu belirten Rektör Çolak, “Kahramanmaraş merkezli olarak 6 Şubat’ta meydana gelen depremler, hepimizi derinden etkiledi. Bizler de hastane binamızla ilgili olarak bir deprem performans analizi yaptırdık. Hastanemiz A, B ve C şeklinde üç ayrı bloklar oluşuyor. Binamız, yapım yılı olan 1976’da çok yaygın olmasa da radye temeller üzerine inşa edilmiş. Hatta 130 santimetrelik radye üzeri kirişler kullanılmış Dolayısıyla o dönemde çok sağlam temeller üzerine hastanemizin inşa edildiğini görüyoruz. Günümüzde 16’lık ve 18’lik demirler kullanılırken, hastanemizde 22’lik ve 24’lük demirler kullanılmış. Demirlerin de, korozyona uğramadığı görülüyor. Ayrıca hastanemizin inşaatında burgulu demirler kullanılmış. Ülkemizde burgulu demirler2008 yılında zorunlu hale getirilmiş olmasına rağmen, 1976 yılında yapımına başlanan hastanemizin yapımında kullanılmış. Bütün bu veriler ile performans analizi yapıldığı zaman da hastanemizin gerçekten çok sağlam yapıldığını gösteriyor” diye konuştu.

“Toplam 5 noktada güçlendirme amacıyla beton perde yapılacak”

Fakülte binasında her kat için 5 farklı noktada güçlendirme amacıyla beton perde yapılacağını belirten Rektör Kamil Çolak, “A bloğumuzda her katta 10, B bloğumuzda her katta 15, C bloğumuzda ise her katta 10 adet perde beton kullanılmış. Bunlar, hastanemizin zamanında çok sağlam yapıldığını gösteren verilerdir. Performans analizinde ise 2018 yılında deprem yönetmeliği güncellenmesinden dolayı binalarda eksiklikler tespit edildi. Bu eksiklikler 2018 yılından önce yapılan tüm binalarda mevcut. Hastanemizin binasında yapılan mühendislik çalışmaları sonucunda küçük çaplı bir güçlendirme yapılmasına karar verildi. Binanın ön tarafında 2 noktada, arka tarafında 2 noktada ve ortada 1 noktada olmak üzere toplam 5 noktada güçlendirme amacıyla beton perde yapılacak. Performans analizi raporundan anlaşıldığı üzere hastane binamız dönemine göre ve hatta bugünle de kıyasladığımızda çok güçlü bir şekilde inşa edilmiştir. 1999 depremi dahil olmak üzere diğer meydana gelen depremlerde de hiç zarar görmemiştir” dedi.

“Meşelik Kampüs alanı içinde herhangi bir fay yok”

Yaptıkları incelemelerin ardından ESOGÜ Meşelik Kampüsü içinde herhangi bir fayın varlığını tespit edemediklerini belirten ESOGÜ Mühendislik Mimarlık Fakültesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Erhan Altunel, ise şu ifadeleri kullandı:

“Eskişehir civarına da baktığımızda İnönü’nün batısında gelen deprem üretme potansiyeli olduğu öne sürülen fay hattı var. Büyük kırılmaların olduğu depremler, yeryüzünde mutlaka iz bırakır. 1999 depreminin oluşturduğu kırılmalar, net şekilde görülebiliyor. Hazırlanan bir raporda, fakülte hastanemizin olduğu yerin arkasında tam bizim kampüsümüz içinden fay hattı geçtiği belirtiliyor. Belirtilen fay var olsa dahi hastanemiz bu fayın dışında kalıyor. Herhangi bir aktif fay araştırılırken biz bazı disiplinlerden yararlanıyoruz. Fakat bu fay hattı belirlenirken, gerekli çalışmalar yapılmamış. Eskişehir’in Karabayır Bağları mevkiinde ve 75. Yıl Mahallesi yakınlarında bulunan fay hatları birleştirilmiş. Bizler de bu fayın varlığını tespit edebilmek için bazı çalışmalar yaptık. Belirlediğimiz yerlerde hendekler açtık. Yüzeyde bir şey tespit edemedik. Jeofizik ölçüm sonuçlara ve gözlemlerle sondaj verileri, Meşelik Kampüs alanı içinde herhangi bir fay olmadığını ortaya koymaktadır.” İHA