Bu yıl da nasıl geçtiğini anlamadan Ramazan ayının sonuna geldik. Ramazan Bayramı artık kapımızda. Bayramlar eskiden akrabaların, aile büyüklerinin evinde bir araya gelindiği günlerdi. Son yıllarda bayramlar yeni nesil tarafından ağırlıklı olarak tatile gitmek için değerlendiriliyor. "Nerede o eski bayramlar!" dedirten çoğu adet geride kaldı. Artık bayramlarda bambaşka gelenekler var.
Eskiden bayramdı, şimdi sadece tatil. Belki de bu yüzden doğuyor bu fark bu özlem. Bayramlar mı eskidi bizler mi yaşlandık yoksa insanlar mı değişti, zaman mı öyle gerektirdi bilemiyorum. Siz de ben gibi ah çekip, eski bayramları özleyenlerden misiniz? Herkesin aklında bir bayram var elbette.
Eskiden bayramların bir manası, anlamı, güzelliği, değeri vardı.
Heyecanlı bir şeydi bayram… 
Bayramın gelişi herkeste bir neşe ve mutluluk yaratırdı.
Ramazan’ın son günleri başlardı bayram hazırlıkları. Temizlik, bayram tatlısı ve diğer ikramlıklar hazırlanırdı. Alışverişe çıkılır misafirler için çarşıdan şeker, çikolata alınırdı. Hatırlıyorum da annemle eczaneye kolonya doldurtmaya giderdik.
Eczanelerde genelde tütün ve limon olmak üzere iki çeşit yan yana pompalı kolonya doldurma şişesi bulunurdu. Küçük bir hortumla o büyük cam şişeye bağlanmış ilgili kısma kolonya pompalamak için eczanedeki çalışan eline bir hava pompası alır, önce yukarıdaki ölçüyü doldurur ve bu arada da fıs fıs sesler çıkardı. Boş kolonya şişesi verilir ki epeyce kalın süslü püslü bir şişe olurdu. Daha sonra şişenin kapağı açılır ve içine doldurulurdu. Çokta kaliteli kolonya satılırdı. Bayramda ekmek çıkmaz fırınlar çalışmazdı ve bu nedenle bayram alışverişinde bolca ekmek alırdık.
Arife gecesi içimizi büyük bir heyecan kaplardı, sabahı zor eder, uyuyamazdık. Bayramlıklarımız yatağımızın başucunda dururdu, bir an önce sabah olsa da giysek diye.
Erkenden kalkar, kıyafetlerimizi giyerdik. Babam bayram namazından sonra elinde uçan balonlar, oyuncaklar ve simitlerle gelirdi. Kapıda sevinçle, heyecanla karşılardım babamı. Televizyonda, radyoda hepimizin bildiği Barış Manço’nun “Bugün bayram erken kalkın çocuklar’’ şarkısı çalardı. Tüm aile güzel bir kahvaltı yapardık.
Kahvaltıdan sonra evde herkes sıralanır bayramlaşırdı. Büyüklerimizin ellerinden öper bayram harçlıklarımızı alırdık. Çocukluğumuzda bayram harçlıkları mendil içerisinde verilirdi. Evdeki o bayram havası anlatılamayan harika bir duyguydu, bir huzur eserdi evde. 
Bayramlar şimdiki gibi tatil değildi. Tatile gitmek yerine aile büyüklerine ziyarete gidilirdi. Önce büyüklerimizi ziyaret eder sonra akrabalara ve komşulara bayramlaşmaya giderdik. Bu ziyaretlerde bir sürü ikramlıklar olurdu. Önce bir kolonya şeker faslı sonra yaprak sarması ve ev yapımı baklavalar gelirdi. Vefat eden büyüklerimiz için de kabir ziyareti yapılırdı. Sonra bizim gittiğimiz misafirler de tek tek bize gelmeye başlardı. Gelen misafirlerin çocuklarıyla oynamak en büyük zevkimizdi.
İşte böyle neşeli, dolu dolu geçerdi bayramlar büyük bir mutlulukla ve heyecanla... 
Gidilen ziyaretler, el öpmeler, büyüklerin verdiği hediyeler, mendiller, yenen tatlılar, toplanan şekerler, sevinçler, coşkular..
O eski bayramların sevincini, coşkusunu çocukken yaşayabildim ne mutlu ki.
Bayramlar çocukken güzelmiş!
Şimdiki bayramlarda her şey çok farklı…
Peki, ne vardı o eski bayramlarda?
Ne zaman değişti, hangi ara bayramlardan uzaklaştık. Zaman ilerledikçe tüketiyoruz her şeyi değer yargılarımızı, geleneğimizi, göreneğimizi, kültürümüzü, inançlarımızı, insani değerlerimizi... Yaşam koşulları ağırlaştıkça insanlar arasındaki manevi paylaşımlar katlanarak azalıyor ne yazık ki.
Bayramlar en değerli hatıralarımız, bunun için özlüyoruz belki de. Sizi bilmem ama benim için öyle. Dolu dolu yaşadığımız o bayramlara keşke dönebilsek, kalbimizde bayram coşkusunu hissedebilsek, bayram sevincini yaşayabilsek ne güzel olurdu.. Aslında yavaş yavaş kültürümüzü kaybediyoruz, yavaş yavaş geleneklerimiz yok oluyor ama biz farkına varamıyoruz.
Eski bayramların tadını alabilecek miyiz bilmiyorum ama çok geç olmadan bayramlarımıza ve değerlerimize sahip çıkmalıyız diye düşünüyorum. Yoksa günümüz çocukları büyüdüğünde anlatacak ya da anlamı olacak anıları bile olmayacak… 
Bugün arife, yarın bayram.
Bayram incelik, güzellik, kucaklaşma, barışma, sevgiyle sarılma günüdür.
Sevdiklerinize sımsıkı sarılın çünkü hayat kısa. Bu bayramı da birlikte geçirebildiğiniz için şükredin.
 Mutlu bayramlar…