Afyonkarahisar’daki üniversite öğrencilerini artık şehir merkezinde görmek neredeyse imkansız.

Tüm öğrencileri şehrin dışına çıkarıp, Kocatepe Üniversitesi’nin Ahmet Necdet Sezer Kampüsü’nün hemen karşısındaki Erenler Mahallesi’ne yerleştirdik. 

Zorunlu olmadıkça öğrencileri şehir merkezinde görmek çok zor. 

Bu durum öğrencilerin şehirle olan bağlarını zayıf kılıyor. 

Biz Afyon Postası olarak burada bir insiyatif aldık. 

Şehrin en çok okunan dijital gazetesi olarak artık düzenli bir şekilde her hafta Erenler’deki öğrenci arkadaşlarımıza mikrofon uzatıyor, onların sesi, soluğu oluyoruz. 

Öğrencilerin dertlerini dinliyoruz.

Onların seslerini tüm şehre iletiyoruz. 

Bu kapsamda kendileride şu anda Sinema Televizyon bölümünde öğrenci olan Sılanur Kara ve Egemen Toprak Çiçek, Afyon Postası adına “Söz Öğrencide” isimli programla korkusuzca röportajlara imza atıyorlar.

Kendilerini tebrik ediyorum.

Yeri gelmişken söyleyeyim. 

“Afyon Postası’nın Erenler’de ne işi var? Neden şehri rezil ediyorsunuz?, Neden sadece siz burdasınız?” gibi sözler işitiyoruz. 

Bizim Afyon’un bir mahallesinde röportaj yapmamız kadar doğal ne olabilir ki? 

Sadece bizi burada görüyorsanız bunda bizim suçumuz ne? Burada olmayanlara “siz neredesiniz?” diye sormanız gerekmez mi? 

Biz Afyon’u rezil etmiyoruz, biz bu şehrin misafiri olan gençlerimizin sorunlarına kulak tıkanmasın istiyoruz, onların yaşadıklarını eğip bükmeden yayınlıyoruz.

Kabul ediyoruz, bu şehrin alışık olmadığı bir habercilik anlayışı izliyoruz. 

İnsanlara duymak istediklerini değil, gerçeklerin keskin yanlarını sunuyoruz. 

İşte bu yüzden cehaletin kucağındakiler, sağduyudan uzak olanlar, bizi anlamak yerine konuyu saptırmaya çalışıyor.

Konunun özüne bakmak yerine, bu öğrenciler ne diyor demek yerine, “sizin burda ne işiniz var, siz neden öğrencilerle röportaj yapıyorsunuz, neden sadece siz varsınız” gibi basit, derinliği olmayan cümleler kuruyorlar.

Allah bizi feraseti kapananlardan eylemesin.

Geçtiğimiz hafta Sılanur ve Egemen güzel bir röportaja daha imza attı. 

Arkadaşlarımız Erenler’in gündüzüne ve gecesine misafir olarak buradaki araç yoğunluğunu gündeme getirdi. 

Dedilerki “bu kadar aracı öğrenci semtinde ne işi var?” 

Röportajı henüz izlemeyenler buraya tıklayarak izleyebilir.

Arkadaşlarımızın röportajı bitirmesine yakın saat gece 23’e yakın bizde Erenler’e gittik. 

Mahallede gördüğüm manzara şöyle: 

-Çok net ifade ediyorum, mahallede kaldırım namına bir şey yok.

-Araçlar caddelerin hem sağına hem soluna park etmiş vaziyette. 

-Öğrenciler mecburen yolun ortasından yürümek zorunda kalıyor. 

-Yaya ve araç trafiği deyim yerindeyse birbirine girmiş durumda. 

- Bütün bunlara motosikletini ya da aracını kenara çekip yüksek sesle müzik açanları ekleyin tam bir curcuna… 

-Akşam olduğunda 03 plakalı araçlar buraya akın etmiş durumda.

-Sormadan edemedim, ne arıyor bu kadar araç burada? Bu sorumun yanıtını röportajdaki arkadaşlarımız çok güzel açıklamış. 

Şunu net bir şekilde ifade etmek istiyorum.

Gerçekten bu manzarayı gördüğüm andan beri burada okuyan öğrenciler için üzülüyorum.

Ben bugün öğrenci olsaydım böyle bir ortamda yaşamak istemezdim.

Emin olun sizde evlatlarınızı böyle bir ortama göndermek istemezdiniz. 

Evet, Emniyet Müdürlüğümüz buraya bir karakol inşa etti, her caddede her sokakta önlemleri artırdı. 

Sürekli düzenlenen devriyelerle Erenler’de yaşayanlara güven veriyorlar. 

Allah onlardan razı olsun, ancak bu öğrencilerimizin güvenliği kadar onların yaşadığı alanda bir hayli önemli.

Sormak istediklerim var… 

Kardeşim, buradaki yerleşim alanlarının geçmişi 10 yıl var ya da yok.

Mahallede kaldırım nasıl planlanamaz? 

Bu mahallenin düzenine kim onay verdi? 

Hangi mühendis buna imza attı? 

Hangi mimar bunu onayladı?

Hangi siyasi buna göz yumdu? 

Mahallede doğru düzgün bir yeşil alanı geçtim, öğrencilerin yürüyebileceği kaldırımı nasıl unutursunuz(!)

Bu kadar beceriksizlik olabilir mi? 

Bu kadar vurdum duymazlık olabilir mi?

Bu yapılan Afyon’a ihanettir.

Bunu yapan, buna göz yuman yöneticisinden personeline size yazıklar olsun.