AFSİAD Başkanı Kadir Sayın, Afyon Postası’ndan Nail Azbay’a konuştu. Pandemi döneminde Afyonkarahisar ekonomisinden Türkiye ekonomisine kadar değerlendirmelerde bulunan Sayın, ilerleyen süreçte bizleri nelerin beklediği yönündeki öngörüleride paylaştı. İşte Sayın’ın özetle söyledikleri; 

SUCUK SEKTÖRÜ BÜYÜDÜ

Afyon ekonomisinde sucuk bu dönemde iyi gitti. Protein, iyi beslenme gibi  durumlar bu dönemde öne çıktı. Bundan dolayı böyle oldu. Fakat diğer taraftan karkas et noktasında turizmin yavaşlaması ile birlikte büyük problem yaşandı. Benim gördüğüm kadarıyla böyle oldu. Şekerleme sektörü yani lokum sektörü tamamen turizme gidiyordu. Afyon’dan geçen misafirlere bir şekilde bunlar satılıyordu fakat bu alanlar olumsuz etkilendi.  Dışarıdan gördüğüm durum böyle.

MERMER ALICILARI GELMEDİ

Lokumla alakalı eskiye göre satışların yarı yarıya düştüğünü söylüyorlar. İnsanlar seyahatlere yeni yeni çıkıyor. Mermercilik sektörü var birde. Çin ve Hindistan’dan blok mermer alıcılarının gelmeyişi bu sektörü zorlayan bir süreç oldu. İhracatımızı bu durum geriye çekti. 

STOK YAPILIYOR OLABİLİR

Aşağı yukarı 2 aydır bir hareketlilik başladı. İnsanlar belkide önümüzdeki yıl için stok hazırlıyor olabilir. Belkide pandemi ile yaşam felsefesi oluşması gerekiyor. Belkide ticaretin kalıbı böyle değişiyor olabilir. Çünkü sanal fuarlar çıkmaya başladı. Fotoğrafla satış denilen olay çok yoktu şimdi onlar başladı. Mermer sektörü ile alakalı şunu gördüm. Güvenilirlik esasına dayılı kişilerin ticareti durmadı.  Adam malzeme alacak. Ürününü biliyor, seni biliyor. Güven var aranızda. Denenmiş karşılıklı artılar eksiler noktasında. Bu yüzden hiç gelmeden fotoğrafla ürün satanlar var şu anda. 

BU DÖNEMDE KAPATAN OLMADI AMA…

Geçici olarak faaliyetlerini durduranlar oldu. Teşvikten faydalananlar oldu. Kısa dönemli çalışmadan faydalanmak isteyenler oldu. Ama tamamen kapandı diyebileceğimiz bir firma yok bence. Ticari süreç noktasında bir geçmişi olan firma bir anda kapatayım demez. Çünkü ticarette asıl amaç sürdürülebilirliktir. Belki veriler eksi yönde gitmiştir. Ticaret anlamında kayıplar vermiştir. Ama sürdürülebilir olması için dik ve dirayetli durması için bu işletmemeyi kapatmamalı. Herkes bu dönemde ayakta durmak için mücadele etti. 

DOLARI 8.25’E SABİTLERLER

Döviz yükseliyor, bu yükselişin ana kriteri ne? Bunu biliyor muyuz? Yok. Bunun cevabıda yok. Dünya konjektüründeki hareketlilik Türkiye’yi de etkiliyor. Eskiden bildiğimiz ticarette borsa yükseldiyse döviz düşer, döviz yükseldiyse borsa düşerdi. Ters orantılıydı. Şimdi bakıyorsun hepsi birden pik yapıyor. Eskiden ekonomistler öngörüde bulunuyordu. Dışa bağımlılığımız tabiki var. Dışa bağımlılıkla ilgili bunu nasıl azaltabiliriz diyerek kurguyu oluşturmalıyız. Bizim döviz girdilerimizi fazlalaştırmamız gerekiyor.  Maden sektörü, turizm ve ihracatımız bu dönemde geriledi. Kaçınılmaz bu. Veriler pek dünya ile orantılı gitmiyor. Genel olarak baktığımızda döviz girdimiz yok. Benim şahsi kanaatim yıl sonu itibariyle doları 8.25 gibi sabitlerler.   

İŞ DÜNYASI NE BEKLİYOR? 

İş adamları için sadece istikrar olsun. Biz zaten her zaman girişimci ruhuna sahibiz. Bizde taze bir ruh var. Bu ruh istikrarı gördüğü an yatırım yapıyor. Ben mesela sanayicilere fabrika yapıyorum. Bizim iş dünyasındaki en büyük isteğimiz istikrardır. Bizi bu zikzaklar geri çekiyor. Geçen sene şöyle bir olay yaşadık. Adamın parası var. Döviz almış 3.5 liradan. Yıl sonu 10 lira olacak gözüyle bakıyor. Bu 2019’un senaryosuydu. Umutlarımız paranın para kazanmasında. Ama biz üretimle birlikte döviz girdisini sağlarsak ekonomiye can verirsek zaten bu çarklar her zaman döner. 

DEVLETİN DESTEKLERİ HAT SAFHADA

Eskiden iyi karlılıklar yatırım yaptırtıyordu. Bugün devletin destekleri hat safhada. Buda net. Yani bunu yaşayarak görüyoruz. İş dünyası bugün yatırımlarını devlet desteği ile yönetiyor. Ama eskiden öz sermaye birimi karlılıktan dolayı çok yüksekti.  

GÖZÜMÜZ AÇILDI

Büyümekten korkar haldeydik. Bir arsa alınacakken korkardık. Aman aman dursun derdik. Ama şu anda gözümüz açıldı. Yurt dışına gitmeye başladık. Bugün yurt dışına gitmeyen yok. Her şeyi görüyoruz. Sorduğumuz her sorunun yanıtı var. Bu anlamda ticaretin kurallarıda değişmeye başladı. Hepsini üst üste koyarsak yeni vizyonlar oluşmaya başladı. Bunun içinde biz Türkler’in kapalı dünyası olarak tabir ettiğimiz ticari dünyamız artık uluslararası bir noktaya gelmeye başladı.  İstikrar güveni getiriyor. Güven her şeyi mantıklı düşünmeyi getiriyor. Bu yüzden istikrar herseyini başında olmalı.

ZOR, OYUNU BOZUYOR

Ticaretin kurallar dediğim gibi değişecek. Biz bu dönemde kendi kendimize tıraş olmayı öğrendik. Küçük şeyler ama evdeki çocuğun okula gitmeden ders çalışabileceğini gördük. Restoranda gitmeden hayatın olabileceğini gördük. Tatile gitmeden hayatın devam edebileceğini gördük. Hayatın kıymet ve değerini anladık. Minimalist bir hayat bu dönemde yaygınlaştı. Dijitalleşme büyüyor. Zor oyunu bozuyor, bunu yaparken yeni kurallar ortaya çıkıyor. 

SAYIN KRİZLERDE HEP BÜYÜDÜ

SAYIN genelde kriz dönemlerinde yatırım yapan bir firma. Krizlerde ticari kararları düşünüyorsun bazen. Kurdeleyi kesersin yeni işler yeni pazarlar dersin. Bazende kapıyı kapatırsın dersin ki kriz var dersin. Ama SAYIN hep büyüdü. Mesela Antalya’ya girdik. Bu süreçte girilebilecek bir yer değildi. İçeride bulunan hazır beton firma sayısı çok fazlaydı. Krizden dolayı oyuncu azaldı. Pazarda boşluk oluştu. Oranın en büyük firmalarından bir tanesi kapattı. Bizde bu doğru bir zamanlama dedik. Doğru fizibilite ve arge diyerek Antalya’ya girdik. Mermer ile alakalı fabrikamızı kurduk. 2014’de bu alana girmeye karar verdik. 2018’e kadar bunun ocak araştırmasını yaptık. 2018 yılında ilk ocağımızı açtık. Şu anda 3 tane ocağı çalıştırıyoruz. Bir tanede mermer fabrikası çalıştırıyoruz. 

BERABER BÜYÜYORUZ

Beyaz yaka çalışanlarımızla ortak şirketlerimiz var. O yapıda var. Beyaz yaka çalışanlarımızı kriterlerimizi belirleyerek ortaklık sistemleri ile hem çalışanımız hem iş ortağımız oluyor. Bu modelimiz var.  Bu daha verimli oluyor. İnsanlar işi sahipleniyor. Senden daha iyi mücadele ediyor. Mesela bizim bu şekilde Sakarya’da şantiyemiz var. Yeni Konya’da aldık. Mermer grubunu bir yerde topluyoruz. Evi Yapı diye yeni bir şirketimiz oluyor. Mezarlık karşısında kat karşılığı inşaat çalışmamız başlayacak. Burada mühendis arkadaşımıza hisse verdik. Burayı sen yöneteceksin dedik. Yüzde 80 hisse Sayın AŞ, kalan kısım bu arkadaşımızın olacak. Hayat paylaşıldıkça güzel, biz çalıştırdığımız iş arkadaşlarımızla ortak paydada çalışan-patron ilişkisinden ziyade paydaşız. Kazan kazan yönetimini uyguluyoruz. Beraber kazanıyor, beraber büyüyoruz.