Sayın şunları söyledi :

ŞEFFAF, ÖGÖRÜLEBİLİR PLANLARI KOYMALIYIZ

Ülkemizin mevcut ekonomik potansiyelinin daha iyi kullanabilmesi için reel, bütünleştirici, ekonominin yurtiçi ve yurtdışı oyuncularını ikna edip itimat veren, yatırımlar için şeffaf, uzun vadede yatırımcılar tarafından net olarak öngörülebilen programlar oluşturulmalıdır. Döviz kurlarında meydana gelen dalgalanmalar yatırım arzusunu ve piyasaların belirginliğini azaltmaktadır. Bununla birlikte dolardaki bu artışlar ihracata sınırlı bir katkı sağlamakla beraber, enflasyonu tetikleyerek, üretime ve gelir dağılımına zarar vermektedir.

İŞ DÜNYASININ SIKINTILARI DERİNLEŞTİ

İş dünyasının sıkıntıları pandemiyle birlikte daha da derinleşti ve üzerine yenileri eklendi. Pandemi de öncelik, insan sağlığı ve ekonomik faaliyetlerin devamlılığı olmakla beraber, bu dönemin ardından atılacak adımlar ve programların neler olacağının açıklanması, öngörülebilir politikalar izleneceğine dair algı oluşturulması ve istikrar için ayrıca önem arz etmektedir. 

FIRSAT OLARAK DEĞERLENDİRMELİYİZ

COVID-19 krizi sürecinden olumsuz etkilenen uluslararası tedarik zincirinde, güçlenen yerel tedarikçiler için bu durum yeni bir fırsat olarak görülmelidir. Özellikle; ABD ve Çin arasında yaşanan ekonomik çatışmaların küresel tedarik zincirlerini etkilediği ve küresel tedarik zincirlerinin yeniden yapılandığı bu dönemde Türk sanayici ve iş adamları, rekabet ve üretim gücümüzü artırmak için bunu bir fırsat olarak değerlendirmelidir. Bununla birlikte ister fabrikalar, ister hizmet işletmeleri olsun, üretim yapan merkezlerin girdi ve çıktı kanallarının son derece açık olmasının sağlanması gerektiği de göz ardı edilmemelidir. Üretim için yerli tedarikçilerden karşılanan özellikle hammadde ve yarı mamul maddelerle ilgili yurt içinde tedarik sorunlarının yaşanmaması için de gerekli tedbirler alınmalıdır. Bu küresel tedarik zincirinin kalıcı bir parçası olabilmemiz için, sadece fiyatlar üzerinden değil, ülkelerin hukuk sistemleri ve değerler üzerinden yatırım ve iş birliği tercihlerinin yapılmaya başlandığı bu günlerde, dijital okuryazarlığımızın yaygınlaştırılmasının yanı sıra, dijital dönüşüm için bilgi teknolojileri alanında yetkinliği artıracak yerli ve global diyebileceğimiz yazılım ve teknoloji şirketlerinin sayısı arttırılarak, dijital dönüşümü ana hedef olan politikalar oluşturulmalıdır. 

EN ÖNEMLİ ROL EĞİTİM

Uzun vadede ise kalkınmanın, üretimin ve istihdam sorunlarının çözümünde en önemli rol eğitimdedir. Ürün ve hizmeti dünyaya satabilmemiz için ürün ve hizmetlerimizin dünyanın istediği kalitede olması gerekir. Bunun için de dönemin gerektirdiği teknolojik ve girişimcilik becerilerine sahip bir nesil yetişmesi için eğitim alt yapısı oluşturulmalıdır. Yatırım ve teknoloji yoğunluğu yüksek katma değerli üretimler bu dönemde önemli bir ivme olacaktır. Tüketimin değil, yatırım ve teknoloji yoğunluğu yüksek katma değerli üretimin etkin olduğu bir büyüme modeli hayata geçirilmelidir. Gıdadaki enflasyon yıllık yüzdesi 19,6 olarak gerçekleşecek olması ve bu değerin toplam enflasyon değerlerinin üstünde olması, önümüzdeki dönemde en önemli sektörlerden birinin de gıda sektörü olacağını işaret etmektedir. 

İLAVE MALİYETLER GELDİ

Bu nedenle Tarım ve hayvancılık sadece bugün için değil gelecek için de stratejik ve vazgeçilmez olarak kabul edilip, bu sektördeki yatırımlar süratle planlanmalı ve ivedi desteklenmelidir. Ülkeleri birbirine bağlayan gümrük kapılarında önlem amaçlı alınan tedbirler gereği uygulanan uzun prosedürler neticesinde, gemi yüklemeleri, gemilerin limana yanaşması, dolum ve boşaltma faaliyetlerinin süreleri uzamakta ve ilave maliyetler getirmektedir.Pandemi nedeni ile alınacak bu tedbirlerin bir ceza duruma gelmesine izin verilmemeli, uygulamalardan çıkartılacak sonuçlarla düzenli olarak yenilenmelidir. 

İŞTEN ÇIKARILMAMA GARANTİSİ VERİMLİLİK KAYBI OLUŞTURDU

Kısa çalışma ödeneğinin iş dünyasında, çalışanların nasıl olsa işten çıkarılmama garantisi olduğu için işletmelerdeki üretim verimlerinde ciddi verimlilik kayıplarının oluşması, iş insanlarının önünü ne göremediği ve istihdam edeceği kişileri olumsuzluk anında işten çıkartamayacağından kaynaklanan istihdamdan kaçınması ve özellikle hizmet sektörü olmak üzere çoğu işletmenin hiçbir gelirleri yok iken çalışanın sigortası, iş yeri kirası gibi temel giderler nedeniyle sıkıntıya düşmesi gibi etkileri olmuştur. Bu sebeplerle son zamanlarda piyasa dostu kararlarla doğru adımlar atılmış olmasına rağmen, bunlarla birlikte alınan kararların etkisini arttırıcı ek önlemler de alınmalıdır.