Afyon Postası olarak ağız ve diş sağlığı noktasında herkesin merak ettiği soruları Denthaus Ağız ve Diş Sağlığı Polikliniği’nden Diş Tabibi Behçet Soylu'ya sorduk. İşte o röportaj... 

Sizi tanıyabilir miyiz? 

Ben Behçet Soylu, 1985 yılında Isparta’da anne ve babamın ilk çocuğu olarak hayata merhaba dedim. İlk, orta ve Lise eğitim, öğretiminin ardından 5 yıllık diş hekimliği eğitimini yine memleketim Isparta’da tamamlayarak 2008 yılında diş hekimi olarak mezun oldum ve çalışma hayatına başladım. Bir yıllık muayenehane deneyiminin ardından vatani görevimi yedek subay olarak tamamladım ve 2011 yılında benim için büyük değere sahip, ikinci memleketim olan Afyonkarahisar’da özel bir poliklinikte halkımıza hizmet vermeye başladım. 2022 yılının Şubat ayı itibariyle de Özel Denthaus Ağız ve Diş Sağlığı Polikliniğinde (DH Klinik) hizmet vermekteyim. 

Ağız ve Diş Sağlığımızı korumak için neler yapmalıyız?

Ağız ve diş sağlığımız birçok etkene bağlıdır. Bunların başında elbette diş fırçalama gelmektedir. Fırçalamanın yanı sıra diş ipi ve  ağız yıkama solüsyonlarının kullanımı da iyi bir ağız hijyenine sahip olmak için vazgeçilmezdir. 

Ağız hijyeninin ardından beslenme şeklimiz de ağız ve diş sağlığımız için büyük öneme sahiptir. Paketli gıdalar, şekerli, unlu gıdaların tüketimi dişlerimizin çürümesine sebep olacağı gibi, havuç ve elma gibi sert ve lifli gıdalar da koruyucu ve temizleyici etkiye sahiptir.

Çocuklarda dikkat edilmesi gerekenler nelerdir?

Çocukları erken yaşta diş hekimi ile tanıştırmak, çürükleri ilerlemeden koruyucu önlemleri almak bu konuda önceliğimiz olmalıdır. Bebeklerin ilk dişlerinin sürmesiyle birlikte, beslenmenin ardından dişlerinin temiz bir bezle silinmesi ve diş fırçalama kabiliyeti kazanmasının ardından fırça ile tanıştırılması gerekmektedir. Erken dönemde önce ebeveynler çocuğun dişlerini fırçalamalı sonra çocuğun eline fırçayı vererek motor yeteneklerinin ilerlemesi desteklenmelidir. 

Şekerli gıdalardan uzak tutmak ve şeker içeren içeceklerle biberonla beslememek erken dönemde çürüklerin oluşmasının önüne geçmemizi sağlar.

Yine dişlerin ve çenelerin kapanışı ile ilgili problemlerin oluşmaması için emzik ve biberon kullanılmasını önermiyoruz.

Pandemiden önce, 6 yaşında ilk daimi dişlerin sürmesiyle birlikte bakanlık tarafından okullarda florür vernik uygulaması yapılmaktaydı. Florür de dişleri güçlendiren ve çürüğe karşı koruyan önemli bir mineraldir. Bizler diş hekimleri olarak 6 yaş itibariyle dişlere uygulanan florür vernik uygulamasını destekliyoruz. Umarım bakanlık bu uygulamaya devam eder.

Sosyal medyada florürün zararlarıyla ilgili yazılanlar hakkında ne düşünüyorsunuz? 

Florür sistemik olarak fazla alındığında dişlerin ve kemiklerin gelişim döneminde birikerek hipoplazik alanlar oluşturabiliyor. Ancak bu durumun oluşabilmesi için alınması gereken florür miktarı çok yüksek. Kaldı ki bizler florürü lokal olarak uyguluyoruz ve sisteme katılmayan bu florürün diş sağlığı açısından faydalı olduğu gibi, sistemik açıdan da hiçbir zararı yoktur.  

Florürün zeka geriliğine yol açtığı ve bazı nörolojik hastalıklara neden olduğu ise tamamen safsatadır. Komşu ilimiz Isparta’da geçmişte içme suyunun florür oranının yüksek olması dolayısıyla dişlerde florozis denilen renklenme problemi sık görülmekteydi. Ayrıca çayda ve  maden suyunda da yüksek florür bulunmaktadır. Eğer zeka geriliğine neden olsaydı çay ve maden suyunu çok içen kişilerde problemler oluşabilir,  Isparta’da da zeka geriliği vakaları çok görülür ve literatürde yer alırdı.

Her şeyin fazlası zararlıdır elbette 2 lt florür içen kişi tabi ki zehirlenebilir, ancak hem günlük tükettiğimiz hem de bizim lokal olarak uyguladığımız florür miktarı bu orandan oldukça az ve alerjik durumlar dışında zarar vermesi imkansız.

Bahsettiğiniz paylaşımlar zaman zaman benim de önüme düşüyor ve ne yazık ki karşımdakini bu bilgilerin yanlış olduğuna ikna etmekte çok zorlanıyorum. Maalesef bir kişinin kuyuya attığı taşı kırk diş hekimi çıkarmakta zorlanıyoruz. 

Dişler çürüdüğünde nasıl tedavi ediliyor? 

Dişteki çürük temizledikten sonra oluşan boşluk uygun materyal ile dolduruluyor. Çürüyen dişler için birçok dolgu malzemesi var, bunlardan en yaygın kullanılan ve benim de en çok tercih ettiğim materyal kompozit. Hem erişilebilirlik, hem uygulama süresi, hem maliyet, hem de estetik açıdan bir çok avantaja sahip. 

Peki dolgu yapılan diş yeniden çürür mü?

Ağız hijyeni için gerekli olanlar yapılmazsa dişin başka bir bölgesinde veya dolgu ile diş arasında, dolgunun altında çürük oluşabilir.

Diş çürüğünün dişin öz odasına ilerlemesi halinde gece ağrısı diye adlandırdığımız şiddetli ağrı oluşur. Bu durumda da dişe kanal tedavisi yapılır. Kanal tedavisi dişin köklerinin içerisindeki damar ve sinir ağının çıkarılarak iyice dezenfekte edilmesinin ardından biyolojik olarak uyumlu materyallerle doldurulması işlemidir.

Dişteki doku kaybının fazla olduğu durumlarda porselen dolgular veya kaplamalar da tercih edilebilir. Hatta dişin yalnızca kökü kalmış olsa bile kökün içerisinden destek alınarak yapılan restorasyonlar da bulunmaktadır.

Diyelim dişimiz çekildi, bu durumda hangi tedaviler yapılıyor?

Doğuştan veya sonradan oluşan diş eksikliklerinde implant, köprü veya hareketli protez uygulamaları yapılmaktadır. Çene kemiğinin, dişlerin ve hastanın genel durumuyla birlikte bu tedavilerden herhangi biri yapılabilir. 

Son zamanlarda çok duyduğumuz bir terim “Gülüş tasarımı”, nedir gülüş tasarımı?

Estetik diş hekimliği denilince akla gelen ilk kavramlardan biri ''gülüş tasarımı''dır. Gülüş tasarımı; çeşitli nedenlerle estetik açıdan görünümü bozulan dişler ve diş etlerinin hastaların yüz şekilleri ve gereksinimleri de göz önünde bulundurularak olabildiğince doğal ve güzel bir görünüme kavuşturulması işlemidir. Multidisipliner bir yaklaşım olan gülüş tasarımı, birçok işlemin bir arada uygulanmasıyla gerçekleştirilmektedir.

Her hastanın estetik gereksinimleri farklı olacağından yapılacak olan işlemler kişiye özel olarak belirlenir. Bu işlemler belirlenirken hastanın; yüz hatları, cinsiyeti, yaşı ve beklentileri gibi faktörler dikkate alınır.

Öncelikle var olan çürük dişler ve diş eti hastalıkları tedavi edilir, diş temizleme işlemleri uygulanır. Sonrasında ise hastaların ihtiyaçlarına göre işlemler belirlenir. Bu işlemler genellikle; gingivektomi adı verilen diş eti estetiği girişimleri, diş beyazlatma (bleaching) yöntemleri, diş eksikliklerinin implant ve protez uygulamalarıyla telafi edilmesi, porselen lamineler ve kaplamalar, zirkonyum kaplamalar ve ortodontik tedaviler (tel tedavisi) olarak sayılabilirler.

Gülüş Tasarımı nasıl yapılır?

Gülüş tasarımında ilk olarak hastanın estetik beklentilerini doğru olarak anlamak ve ihtiyaçları doğru belirlemek çok önemlidir. Hasta ağzından alınan ölçüler aracılığıyla hazırlanan modeller üzerinde problemler belirlenir ve planlamalar yapılır. Daha sonra hastaların ağız içi ve yüz fotoğraflarıyla bilgisayar ortamında özel programlar kullanılarak ölçümlemeler yapılır ve yüz şekline uyum hesaplanır. Tedavi sonrasında oluşacak en yaklaşık görüntüler yine programlar ve hasta ağzına aslına uygun şekilde hazırlanan geçici restorasyonlarla hastaya sunulur ve fikirleri alınır.

Planlamalar tamamlandıktan sonra eğer ortodontik tedaviye gerek duyulmazsa öncelikle diş etlerinde var olan seviye bozuklukları düzenlenir. Diş eksikliklerinin bulunduğu durumlarda planlanan implant işlemleri ve gerekli görülen diğer cerrahi uygulamalar gerçekleştirilir.  Cerrahi uygulamaların iyileşme dönemleri tamamlandıktan sonra ihtiyaç duyulması halinde diş beyazlatma işlemleri uygulanır. Bu aşamadan sonra dişlerde var olan görsel ve biçimsel bozukluklar kimi zaman estetik kompozit dolgular aracılığıyla giderilir. Bu yöntemin yeterli gelmediği durumlarda porselen lamine ve kaplamalar ile zirkonyum kaplamalar devreye girer. Porselen lamine uygulamaları için genellikle dişlerde ya hiç aşındırma yapılmaz ya da minimal seviyede aşındırmalar gerçekleştirilir. Eğer porselen veya  zirkonyum uygulamalar uygun görüldüyse aşamalar sırasında yapılan provalarda hastanın tekrar fikirleri alınarak bir takım değişikliklere gidilebilir. Bütün bu diş eti ve diş uygulamaları esnasında ve provalarda dudak şekli ve konturu da göz önünde bulundurulur ve hedeflenen tasarıma son hali verilir.

-Bize vakit ayırdığınız için teşekkür ediyoruz. 

-Ben, teşekkür ederim