Her fırsatta gündeme getirip çareler aranması gereken , pek çoğumuzun da sıklıkla dile getirdiği bir hastalık türünden bahsedeceğim bu hafta. Bireylerin ve toplumun ruh sağlığı ve selamete ermesi için son derece önemli bir konu. Hemde çok önemli bir hastalık türü bu “cehalet” . Hemen aklınıza okula gitmeyen, okuryazar olmayanlar gelmesin. O eskidendi, şimdi durum çok daha vahim.

Nasıl böyle bir toplum olduk biz. Hep mi böyleydik ? Nereye gidiyoruz?
Bu kafa, bu düşünce yapısıyla geleceğimize nasıl yön vereceğiz ? Her gün biraz daha gömülüyoruz bataklığa.Her gün biraz daha bilgisiz, eğitimsiz, duygusuz, sevgisiz, yoz bir toplum haline geliyoruz. Cehalet virüsü gün gün toplumu eritme, tüketme eğiliminde.
Bilimsellikten uzak , analizden uzak eğitim, araştırmaktan ve sorgulamaktan uzak beyinler, aklını kullanmak yerine kayıtsız şartsız itaat eden bir biat toplumu...
Düşünmekten korkan, sorgulamaktan çekinen, kaderine sığınmış bir insan yığınına dönüşen toplumun, bilişimin son derece etkin kullanıldığı adeta bilişim devriminin yaşandığı bir çağda diğer toplumlarla yarışması ne kadar mümkün olur bilmiyorum?
Bir an önce toparlanmalıyız . Çağdaş ülkelerin arasındaki saygın bir yer edinmek istiyorsak, geleceğimizi , çocuklarımızı cehaletten kurtarmak için öncelikle Milli Eğitimimizi çağdaş bilim ve akıl ekseninde daha fazla yapılandırmalıyız. Milli Eğitim Sistemi bilim ve akıl temelinden uzaklaşarak uygulanılırsa çok daha tehlikeli olan “eğitimli cehalete” teslim edilir. Ve bu da bir toplumun çöküşü olur.
Bizler de bireyler olarak başta kendimizden ailemizden , çevremizden başlayarak, güç ve çabamız yettiğince çemberi genişleterek yapabileceklerimizle , domino taşı etkisi yaratıp büyük bir etki alanına sahip olacağımıza inanmalıyız. Bunun için eksik olduğumuz noktaları fark edip eğitim, gelişim ve değişimin hayatın kendisi olduğu bilinciyle toplumsal bilgi yapısının üzerine koyacağınız her taşın mutlak bir fayda yaratacağını bilerek eyleme geçmeliyiz. Cahil okumayan insan değildir , ne okuyacağını bilmeyen insandır .


“Toplumu gerçek amacına, gerçek mutluluğuna ulaştırmak için iki orduya gerek vardır. Biri vatanın hayatını kurtaran asker ordusu, diğeri ulusun geleceğini yoğuran bilim ordusudur. Bu ordulardan her ikisi de aynı derece gerekli, kıymetlidir, her ikisi de hayatidir. Ancak bilim ordusunun kıymet ve kutsallığını anlatmak için şunu söyleyeyim ki, bilim ordusu, ölen ve öldüren birinci orduya, niçin ölüp, niçin öldürdüğünü öğreten ordudur.”

Mustafa Kemal ATATÜRK

Sevgiyle kalın , takipte kalın.