Doğa, doğamız yuvamız bizim. Topraktan tenimiz. Gökyüzünden, bulutlardan, havadan nefesimiz. Sulardan kanımız. Güneşten, ateşten kalbimiz. Doğadaki 4 elementin sırrı içimizde saklı. Ve bunların birlikteliği, hareketi ve ritmi. Doğa dışımızda değil içimizde. Ve doğanın sesleri, müziği derinlerde. İçimizdeki ritim duygusunda doğadan gelen.

Sadece sesleri duymakla duygulanıyoruz. Kalbin iletimleri ve beynin anlamları birleşiyor. Rüzgarın esişindeki seslerde, iç seslerimizde. Doğayı dinlemek, içimize dönmek.

Mevsimlerin de sesleri, müzikleri var. Baharın neşeleri, yazın ateşi, sonbaharın hüzünleri, kışın sessizliği. Dünyanın dönüşü, doğanın döngüsü bir yolculuk, seslerin ve müziğin de yolculuğu, içimizdeki yolculuk. Müziğin geçişleri, ritmi, inişleri, çıkışları içimizde yankılanıyor.

Doğa içimizde yaşıyor. Mevsimlerin döngüsünde doğa, sesler ve müzikler içimizde hayat buluyor. Dinlemek doğayı can kulağıyla, hissederek ve için titreyerek. Ve kendi doğanın müziğini, ruhunu keşfederek.

Havanın, toprağın, suyun ve ateşin mevsimleri var. Müzikleri, duyguları ve anlam dünyaları.

Her sabah güneş yeniden doğuyor, seher yelinde, kuş seslerinde…

Ve her sabah seher yelinde titriyor içimiz, kuşlar hayat veriyor müziğimize…

Dön bak doğana, içindeki seslere, müziğe.