Daylık’ın açıklamaları şöyle: 

BİZİM KIRMIZI ÇİZGİMİZDİR

Son 20 ayda, tam dört tane Merkez Bankası, dört tane de TÜİK başkanı değişti. Normal şartlarda bu görevlerin süresi beş yıldır. Ayrıca“Türkiye’yi, İstanbul Sözleşmesi’nden çekmeye çalışan bir karar alındı. Bu sözleşmenin konusu kadına şiddettir, aile içi şiddettir. Bunlar DEVA Partisi’nin kırmızı çizgileridir. Kadına şiddete karşı topyekûn sağlam bir duruş göstermek her siyasi partinin, her vatandaşımızın görevidir. Bizim hükûmetten beklentimiz budur. Şimdi alınan bu karar yüzünden cesaret alan, daha fazla şiddet gören, kadın cinayetlerini daha farklı gösteren bir tablo oluşmaz mı. Kadına şiddette, aile içi şiddette ve kadın cinayetlerinde meydana gelebilecek olumsuzluklar olmaz mı.

KARARNAME İLE FESHEDİLEMEZ

Uluslararası  sözleşme usulde paralellik ilkesi gereği meclis kararı ile kaldırılması gerekir. TBMM için yetki gasbıdır. Kararname ile fesdilemez. “İstanbul Sözleşmesi ülkelerin örf ve adetlerine uygun olarak iç hukuklarını düzenler ve kadına yönelik her türlü şiddetin önlenmesi için imzacı devletlere sorumluluk yükler. İmzalandıktan sonra gereğince uygulandığı ülkelerde olumlu sonuçları bugün artık tespit edilmiştir.İstanbul Sözleşmesi ülkemizde 2011 yılında, halen görevde olan bugünkü iktidar yetkilileri tarafından herhangi bir şerh düşülmeden TBMM tarafından onaylanmıştır. Ancak, gerekli uygulamalar yıllar içinde yetersiz kalmış ve hatta kadını koruyamamıştır. O gün mecliste 246 vekilin kabulü ve 1 vekilin çekimser oyuyla kabul edilen İstanbul Sözleşmesi, bugün usulsüzce ve milletin iradesi yok sayılarak feshedilmiştir.

MECLİSTEN GEÇMELİ

“Anayasamız  ‘Uluslararası sözleşmeler öncelikle bir kanun niteliğindedir’. Meclis’ten geçer,  Anayasa Mahkemesi’ne götüremezsiniz. Normal bir kanundan daha zor bir iptal yöntemi vardır. Uluslararası sözleşmeler önce Meclis’ten geçip, daha sonra hükûmet kararıyla yürürlüğe sokulurken, bu sözleşmelerin iptalinin de yine meclis tarafından yapılması gerekir. Yine yürürlüğe hükûmetin koyması gerekir. Burada çok açık bir hukuk ihlali var. Bu kararla TBMM’ye ait olan anayasal bir hak, Cumhurbaşkanlığı tarafından gasp edilmiştir. Bu durumda tek bir imzayla tüm uluslararası sözleşmelerden çekilebilirsiniz. Tabii, bu yöntem boyutu. Denilebilir ki Meclis’te de aynı sonuçla karşılaşılabilirdi. Ama esas kadar usul de önemlidir.”

İSTANBUL SÖZLEŞMESİ KONUSUNDA GERİ DÖNÜLMELİ

İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme kararından geri dönülmelidir’ “Mademki sözleşme Türk aile yapısıyla bağdaşmıyor, neden onaylanmıştır? Neden aradan 10 yıl geçtikten sonra çekilme kararı alınmıştır?” Bu karar Anayasa’nın 87. 90. Ve 104. Maddeleri göz önüne alındığında yok hükmündedir. Uluslararası sözleşmeler yetki ve usulde paralellik ilkesi gereğince kabul edildiği usulde feshedilmelidir. Dolayısıyla İstanbul Sözleşmesi 2011 yılında TBMM tarafından onaylandığı için yine TBMM tarafından çıkarılacak bir kanun ile yürürlükten kaldırılabilir.”

ÇUKURA DÜŞTÜK

“Gece yarısı açıklanan kararlar ile yaşanan gelişmelerin yansımaları , maalesef olumsuz etkileri oldu’’

Merkez Bankası Başkanı görevden alındıktan sonra kur arttı, Türkiye’nin dış borçlanma faizleri ve risk birimi arttı. Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemi’ndeki finansal piyasalardaki üçüncü büyük depremi yaşıyoruz. İçine düştüğümüz bu çukurdan hızlıca çıkmanın yolu bellidir. Ülkemizin probleminin özünde kötü yönetim vardır. İşin ehli ve düzgün bir kadroyla çabucak toparlanabiliriz. İşsiz gençlerimizi yarınların meslekleri için çok hızlı bir şekilde eğitimden geçirilerek. Güven ortamıyla beraber yatırımları ülkemize çekerek, gençlerimize o yatırımlarla buluşturarak, İşsizlik sorunu çözerek, istihdamı sağlayarak, Türkiye’nin geleceğine emin adımlarla ulaşması için elimizden gelen her şeyi yapacağız.