Yaratıcılık, gelecekteki başarının anahtarıdır ve öğretmenlerin yaratıcılık

anlayışını öğrencileri ile buluşturabilecekleri yer, temel eğitimdir.

                A.P.J. Abdul KALAM 

Dünya çok hızlı bir değişim ve gelişim içerisindedir. Yeni dünya düzeni, eğitimden sağlığa; politik yapıdan karar merkezlerine kadar yeni bir bakış açısını emrediyor. Özellikle Kovid 19 ile gelen küresel salgın yönetimi, hem psikolojileri hem de ülke ekonomilerini düşünüldüğünden çok daha fazla etkiledi. Dünyada vaka sayıları 100 milyonu yakalarken, ölüm sayısı ne yazık ki 2 milyonu aştı. Bu salgın ya da pandemi, şehirlerin salgın altyapılarının yönetilmesi konusunda önemli bir test oldu. Pandeminin en çok etkilediği kesimler ise; fakirler, çalışanlar, işsizler ve göçmenler olarak sıralandı. Bu süreçte evlerimizde yaşadık. Konutlarımızın, çocuklar ve aileler için kullanışlılığı, aile içi iletişim ve kadınların ev içi yaşamdaki önemleri ve internet teknolojisinin vazgeçilmezliği tüm kesimler tarafından çok daha iyi anlaşıldı. Aslında pandemi ve sonrasına yönelik konuşmak için çok erken diye düşünüyorum. Çünkü yolun sonunda mıyız ya da yeni bir dalgaya mı hazırlanıyoruz bilemiyoruz. Ancak yine de genel bir değerlendirme yapmaya çalışacağım. Şimdi gelin geleceği hep beraber geleceği tahmin etmeye çalışalım;

Geçmişe özlem var ama kesintiler sürecek. Hepimiz eski günlerimizi arayacağız ama inanın hiçbir şey eskisi gibi olmayacak ve kısıtlamalar aralıkla da olsa devam edecek. Dolaysıyla bu gerçeklerle yaşamaya alışmalı ve zamanımızı çok daha etkin yönetebilmeliyiz.

Politik yapı daha da oynaklaşacak. Korona öncesi dünyada popülizm zirve yapmıştı. Korona sürecindeki hatalar, yönetim yetersizlikleri ve beşeri sermayedeki yetersizlikler tüm ülkelerin politik yapılarına yansıyacak ve etkilerini her zamankinden çok daha farklı şekillerde hissettirecek.

Pandemiye bağlı yaşam şekli sürecek. Pandemiyle birlikte yaşam şekillerimiz “maske-mesafe ve temizlik” anlayışıyla bütünleşti. Çocukların ve eğitimcilerin normalleşmeye adımları zorlaşırken, yaşlı nüfusun yeni düzene adaptasyonu da zorlaşacak. Bir süre daha maske-mesafe ve temizlik anlayışını sürdüreceğiz.

Koronaya bağlı fırsatlar oluşacak. Korona, yaşamımızı, beklentilerimizi ve alışkanlıklarımızı gelecekte de değiştirecek. Buna bağlı olarak elektronik ticaret daha da hızlanacak, yerel ve küçük işletmeler ya kapanacak ya da dönüşüm göstermek zorunda kalacaklar. Bu dönüşüm işletmeleri profesyonelleştirirken, bazı işletmelerin daha zor bir süreç yaşamasına neden olabilecek. Özellikle kamu ve özel sektör yatırımları daha fazla etkilenecek. Dijitalleşme hayatın odak noktası haline gelecek. İnsansız, teknolojik ya da şubesiz bankacılık artacak. Kamu ve özel sektörün ödeme sistemleri, tamamen dijitalleşecek. Cep ve sanal parklar, sinemalar ve tiyatrolar oluşacak. Marketler, mağazalar, restorantlar, AVM’ler azalacak; yerlerini sanal marketler, sanal mağazalar, sanal restorantlar ve kapıda market uygulamaları alacak. Ev-restorant & Ev-cafe odaklı hizmet işi gelişecek ve çok boyutlu hale gelecek. İnsanların fiziki hareketlilikleri azalacak ve zaman geçirmek için sanal gezi, tur ve oyun uygulamaları artacak. Lojistik sektörü önemini koruyacak. Özellikle doğal yaşam ürünleri, bağışıklık sistemi destekleyici gıda takviyeleri ve sağlık sektörü çok daha önemli hale gelirken; pandemilere bağlı ilaç sanayii büyüyecek.

İklim değişikliğine farkındalık artacak. İnsanlar ve işletmeler daha çevreci olacak. İşletmelerin çevresel örgütlerin etkisiyle üretim sistemleri revize edilecek. Çevresel duyarlılık daha da artacak.

Ev-Ofis anlayışı yaygınlaşacak. Pandemiyle birlikte, birçok işletme ev-ofis anlayışı ile çalışmaya başladı. Özellikle büyükşehirlerde online toplantı, yönetim anlayışını daha etkin hale getirdi. Ulaşım sıkıntıları, online imkanların etkisiyle zaman yönetimini çok daha önemli hale getirecek.

Öğrencisiz Üniversiteler olacak. Günümüzün en önemli gücü bilgi ve eğitimdir. Gelecekte de öyle olacak. Bazı araştırma üniversiteleri online eğitime odaklanacak. Özellikle lisansüstü online eğitim çok daha önemli olurken, lisans bölümleri de online eğitim imkanları oluşturacak. Bu durum birçok Anadolu üniversitesini etkilerken öğrencinin şehirlerarası hareketliliği azalacak. İlave olarak belli alanlarda üniversite eğitimi yerine doğrudan mesleki eğitime odaklanılacak. Dolayısıyla öğrencisiz üniversiteleri ya da bölümleri görebileceğiz.          

Paralar hızla dijitalleşecek. Bitcoin ilk oluştuğunda, hem insanların hem de kurumların kafalarında birçok sorular vardı. Paranın işlevini yerine getirebilecek miydi ya da güvenlik sorunu aşılabilecek miydi? Bu süreçte, sanal paraların tasarruf özellikleri çok daha ön plana gelecek ve değerlenme artacak. İnsanlar altın yerine, sanal paralara yatırım yapacak, ülkelerin paraları da dijitalleşecek. Halen kullanılan; Bitcoin, Ethereum, RIPPLE, IOTA, DASH, LITECOIN ve ZCASH gibi sanal para örnekleri var ve bu örnekler daha da artacak.

Hizmet sektörü butikleşecek. Türkiye gibi turizm sektörünün önemli olduğu ülkelerde, büyük oteller belli bir süre yerini küçük ve özellikli otellere devredecek. Bu durum hem maliyet hem de hizmet sunumuna da etki edecek. Hizmet sektöründe kalite anlayışı artacak, otel turizmi kadar kültür turizmi de ön plana gelecek.

Enflasyon ve işsizlik temel sıkıntı olacak. Piyasadaki durgunluk ve belli ürünlere yönelik talep artışı enflasyonu tetiklerken, pandemi ve sonrası işsizlik dünyanın temel sıkıntılarından birisi olacak. Özellikli ya da teknik çalışanların rolü artarken, vasıfsız işgücüne olan talep azalacak. 

Devlet destekleri daha da artacak. Mali destek politikaları, para politikası araçlarıyla da desteklenecek. Özellikle tarım ve turizm gibi belli sektörlere sübvansiyonlar artacak.  

Eğitim sektörü dijitalleşecek. Basılı belgelerin yerini hızla online kaynaklar alacak. Yüz yüze eğitim anlayışı değişecek, eğitim de yeni ve dijital uygulamalar daha da artacak. Online eğitim sürekli hale gelecek.

Sosyal medya vazgeçilmezliğini koruyacak. Sosyal medya uygulamaları daha da artacak. Gençlerde sosyal medya hastalığı oluşacak, içine kapanık, iletişim kuramayan ve dışarı çıkamayan ama dijital dünyanın kahramanları artacak ve yeni dünya sanal bir dünya haline gelecek.    

Kariyer Yönetimi çok daha önemli hale gelecek. Kariyer planları hızla revize edilecek, yabancı dilde eğitim her zamankinden daha önemli olacak ve bilişim alanlarına ilgi artacak. 

Evet, sevgili dostlar özetle Covid sonrası bir süreci özetlemeye çalıştım. Eminim ki atladığımız, düşünemediğimiz noktalar da vardır. Ancak hayat bir oyun değil ve yüzleşmemiz gereken gerçekleri de barındırıyor. Üretim ekonomisini oluşturmak istiyorsak, tasarruf oranlarımızı artırmalıyız ki olmuyor; borçlanma maliyetlerimizi düşürmeliyiz ki kısa vadede zor görünüyor; istihdam da iyileşme ya da bir yenilik oluşturabilmeliyiz ki bu çok daha zor ve sonuçta hayat durmuyor ve her şeye rağmen devam ediyor.  

KİTAP TAVSİYESİ

Bu haftaki kitap tavsiyem Sinan Canan tarafından yazılmış olan “İFA – İnsanın Fabrika Ayarlarıdır”. Çok sevdiğim bir abimizin okumam için verdiği, roman tadında bilimsel bir kitap. İnsanın varlık nedenini, anlamını ve nereden geldiğini anlatan hem felsefecilerin hem de araştırmacılar ilgi duyabileceği bir eser. Bazen bilimsellikten sıkılıp, bitse diye düşünebilir, bazı bilgilerini gereksiz ve anlamsız bulabilirsiniz. Ancak insanı, hareketlerini, hayatta kalma mücadelesini ve bedenimizin binlerce yıllık yolculuğunu eminim ki daha iyi anlayacaksınız. Kitabı okurken aklıma, 2014 yılında gösterime giren ve başrollerini Anthony Hopkins, Russell Crowe ve Jennifer Connelly’nin oynadığı “NUH” filmi geldi. Orada da insan, hayat mücadelesi ve isyanı anlatılmaktaydı. Bu eserin felsefi bölümlerinde Nuh filmiyle aynı etkileşimi yaşadığımı belirtmeliyim.