Malum Çin’de ortaya çıkan ve tüm ülkelerin birinci gündeminde olan öldürücü özelliği olan bir virüs patlak verdi. Bu gün itibariyle Çin, Hindistan, İran, Irak, Mısır, Afrika, Yunanistan, İtalya, Fransa, kuzey Avrupa ülkeleri ve Rusya, Gürcistan olmak üzere en doğudan, güney şeridi olarak avrupanın en batısına, oradan da kuzey Avrupa’dan tekrar çin ile buluşacak şekilde dünyayı çevrelemiş durumda. Amerika kıtasında da Güney Amerika’da ortaya çıktı.

Bu gün itibariyle Türkiye başta olmak üzere Türk Dünyası’da, yani saydığımız coğrafyanın ortasında, Kazakistan’dan, Macaristan’a kadar ülkemizi ve Türk Cumhuriyetleri’ni de içine alan coğrafyada henüz bu virüse rastlanmadı. Burda amaç bir kehanet tespiti değil, ait olduğumuz milleti faşizan bir tutumla kutsamak da değil. Zira bu rastlanmayacağı anlamına da gelmez. Fakat ekonomi, uluslar arası iktisadi dengeler açısından etkisi, insan sağlığına bile direk etkisinden, bulaşmaktan, çok daha fazla etki edecek gibi görünüyor. Çünkü Dünya Sağlık Örgütü’nün verdiği istatistiklere bakarsak söz konusu coronavirüs, bizim bildiğimiz klasik grip virüsünden her yıl kat be kat fazla can alıyor. Şimdi rakamlara bakalım:

Bu güne kadar 81,000 kişi bu virüse yakalanmış,

Bu virüse yakalanıp hayatını kaybeden kişi sayısı 3,000 e yakın,

Yine Dünya sağlık Örgütü verilerine göre:

Dünyadaki toplam 8 Milyar kişiden yılda 5 milyar kişi normal grip virüsüne maruz kalıyor.

Bunlarında yaklaşık 650,000 tanesi hayatını kaybediyor.

Ama coronavirüse yakalanan her kişi ölmüyor.  100 hastadan ancak 15 kişi risk taşıyor. Bu güne kadar olan verilerde bu inde %3 ü ölümle sonuçlanıyor.

Ama gündeme yansıması ve insanların aşırı abartılı tepki vermeleri, bundan da birileri ne menfaat edebilirim? Kaygısı mı var? Diye akıllara geliyor. Mesela İran’da çok ilginç gelen bir hadise oldu. İran Sağlık Bakan yardımcısı çıktı ve ‘’ ben virüs kaptım dedi’’ ertesi gün Tahran’da 5,5 milyon maske yakalandı. Gerisini yorumsuz geçiyorum.

Yine bizzat şahit olduğum bir hadisede bizim memleket dolaylarında birileri Çin’e göndermek için maske satın almaya çalışan Uygur’lu soydaşımız, dostum Suphi Yavuz’u 75,000 tl dolandırmış durumda.

Tabiî ki bunlar belki küçük ölçekli ve genele tespitte yetersiz hadiseler, fakat  bu gün itibariyle Çin, tespit edilebilen itibariyle yaklaşık 2,5 trilyon dolar zararda. ABD’nin tüm unsurları ile uğraşıp sonuç alamadığı vakıa bir virüs ile çözülüverdi. Çünkü Çin dünyada en büyük Dolar rezervine sahip ülke . demirden enerjiye, mermerden sağlık ürünlerine kadar almadığı ülke yok. Hatırlayanlar olacaktır, 2005 gibi Çin demir stok etmeye başlamış, bizden de demir almaya başladığında demir fiyatları ikiye hatta üçe katlamıştı. Yani dünya ticaretinde alım miktarı ve döviz rezervi sebebiyle piyasa belirler konumda idi. Üretimi ile etkilerine hiç girmiyorum .

Şimdi bir virüs , durdurmadıysa da 1,5 milyar nüfuslu devi rolentiye aldı.  Virüsün görüldüğü ülkeleri tehdit eden en büyük sıkıntı ekonomik sıkıntı gibi. Mesela bizim Afyonkarahisar’ın lokomotif sektörü mermerden örnek verecek olursak, Çin , İran’dan blok mermer almaya başlamış ve bu bizim pazar payımızı düşürmüş idi. İran daha ucuza verebildiği için çin iran’ı tercih etmişti. Şimdi Çin pazarı virüs nedeniyle zaten daralacak eskiye nazaran az mermer işleyecektir. Ama virüs tespit edilen ülkelerde tabiri caiz ise can derdinde olacağından ticari dengelerde, menfi veya müsbet yeni kapılar açılabilir. Çünkü virüs olan bir ülkeden mal almak bile tedbir kurallarını aşmak olabilir.

Bu arada sağlık bakanlığının çalışmaları da tedbirleri de gayet iyi görünüyor. Tıpkı depremde olduğu gibi , insanı öldüren tedbirsizliktir. Külli iradeye teslimiz, lakin bu tür ölüm sebepleri cüz-i iradenin yani imtihan ve sorumluluk alanımız olan kararlarımızın sonucu belirlediği bir irade.

Bu vesile ile rahmet mevsimi olan mübarek ayların milletimize hayırlar getirmesini temenni ediyorum.