Türkiye’de seyir İtalya gibi mi? Almanya’da neden ölüm oranları düşük? İngiltere’de vaka sayısı neden az? Güney Afrika bölgesinde neden az vaka var? En iyi önlemi Güney Kore mi aldı?

Neden tam bir karşılaştırma yapamıyoruz?

Ülkelerde hastalığın ilk saptandığı günden sonra geçen zamana göre olgu sayısı ve ölüm oranlarını gösteren grafikler genel bir karşılaştırmaya yarıyor. Bununla birlikte enfeksiyon hızını etkileyen değişkenleri dikkate almaması nedeniyle bu grafikler ülkeler arasında tam bir karşılaştırma yapmak için yeterli değildir. Virüsün yayılma hızı, bulaş riski, ölüm oranları pek çok bağımsız değişkenden etkilenmektedir. Ülkedeki toplam popülasyon, popülasyonun yoğunluğu, yaş, cinsiyet dağılımı, kronik hastalık varlığı, kimlerle birlikte yaşadığı, yaşanılan ortam (apartman mı bireysel ev mi, büyüklüğü, oda sayısı v.d.), hijyen şartları, toplu taşıma araçlarını kullanma oranları, ülkenin sosyo-ekonomik yapısı, insanların salgına karşı davranışları ve inanışları, ülkenin coğrafik konumu (sıcak ve nem oranı)  gibi pek çok faktör olgu sayısını etkileyebilmektedir.

Ülkedeki temel sağlık koşulları, sağlık kaynaklarına ve tedaviye erişim, ülkenin sağlık sisteminin kapasitesi, yapılan toplam test sayısı, test yapma stratejisi ile salgının kontrolü için ülkede alınan önlemler ve kısıtlamalar (okulların, kafelerin, restoranların kapatılması, maçlar, kongreler ve fuarlar gibi büyük organizasyonların yasaklanması, ileri yaştakilere getirilen kısıtlamalar, seyahat kısıtlaması, sokağa çıkma yasağı) ile bu kısıtlamaların uygulanmaya konuş zamanını dikkate almamaktadır. Ülkelerin salgınla ilgili farklı raporlama standartları, test yapmada ve izlemde farklı yaklaşımları mevcuttur.

Bu bilgiler olmadan sadece oransal olarak karşılaştırma yapılır ama bu ülkede ki gidişatın diğerlerinden daha kötü olup olmadığını net bir biçimde ortaya koymaz. İstatistiksel olarak iki oran testi ile incelemenin ötesinde herhangi bir bilgi sunmayacaktır. Hepsi birbirinden ayrı özellik gösteren bu yaklaşımlar nedeniyle ülkelerin enfeksiyon ve ölüm hızlarını birbiriyle karşılaştırmak yanıltıcı ve tehlikeli olabilir.

Yaş

Örneğin İtalya’da ölüm oranının yüksek olmasının bir nedeni toplam nüfusun #’ünün yaşlılardan oluşmasıdır. İngiltere’de bu oran ’dir. Türkiye’de ise yaşlı nüfus %9.1’dir. İtalya’da kesin COVID19 olgularının yaş ortalaması diğer ülkelere göre yüksektir. İtalya’da kesin tanı konmuş olguların @’ından fazlası 70 yaş üzerindeyken Güney Kore’de bu oran %9’dur. Almanya’da ise olguların ’u 60 yaş üzerindedir. Bu nedenle kaba enfeksiyon ve ölüm hızlarının karşılaştırılması yanıltıcı olacaktır.

Test sayısı

Ülkelerdeki vaka sayıları test stratejileri ile de ilgilidir. Güney Kore’de hekimin gerekli gördüğü herkes test edilirken aynı zamanda enfekte hastaların temaslıları da test edilmektedir.  İngiltere’de sadece hastanede tedavi edilecek hastalar test edilmektedir. Çok sayıda test yapılması doğrulanmış vaka sayısının artışına neden olurken, hastalığı hafif geçiren olgularında sayılması nedeniyle ölüm oranları daha düşük düzeye inecektir. Ayrıca genç insanların daha fazla test edilmesi de genel ölüm oranlarının düşmesine neden olacaktır. Bu nedenle ülkeler arasında kaba ölüm oranlarının karşılaştırılması da uygun değildir. Yaş gruplarına ve altta yatan hastalık durumuna göre ölüm oranları değerlendirilmelidir.

İngiltere örneğinde olduğu gibi az sayıda test yapılan ülkelerde hasta sayısının da az olması bu ülkelerde hastalığın az olduğunu göstermez ayrıca sadece yüksek riskli olan olgulara veya hastaneye yatanlara test yapılması halinde göreceli olarak bu ülkelerde ölüm oranları da yüksek olacaktır. Almanya’da grip benzeri semptomları olan ve son 14 gün içinde kanıtlanmış COVID19 olgusu ile temas eden veya yüksek riskli bir bölgeye seyahat eden herkes test edilmektedir. Almanya’da uygulanan test stratejisi ülkemizde uygulanan test stratejisine benzerlik göstermektedir ama test sayısı fazladır, hastalığı hafif seyreden kişilerde vaka sayısına dâhildir.

Salgının hızla yayılması da ülkelerin test yapma kapasitesini azaltabilir, teste erişim ve testin sonuçlanma süresi uzayabilir, bu durum da salgının kontrolünü güçleştirebilir.

Salgın zamanı

Salgın zamanı hastalığın seyrini etkileyen önemli bir faktördür. İtalya ve benzeri ülkelerde ilk vakaların önceden fark edilmemiş olması muhtemeldir ve virüs fark edilmeden yayılmış olabilir.

Sağlık sistemi

Sağlık siteminin yapısı ve kalitesi, olgu sayısının artışı, ölüm oranları ve salgının kontrolünde önemlidir. Sağlık sistemi bir bütün olarak ne kadar iyi hazırlanırsa daha fazla hayat kurtarılabilir. Bu noktada yoğun bakım yataklarının sayısı, sağlık çalışanları için yeterli koruyucu ekipman (maske (tıbbi ve N95), eldiven, gözlük, yüz siperliği, önlük) ve sağlık personelinin salgın açısından eğitimi son derece önemlidir.

Modelleme

Modelleme için açıklayıcı değişkenlere ihtiyaç duyulur. Covid-19 ile tüm dünya ilk kez karşı karşıya geldi ve belirsizlikler çok fazla. Tüm bu belirsizlikler sadece bir iki tane tanı testi sayısı, günlük vaka sayısı ya da ölü sayısı ile tahmin edilebilecek gibi değil. Uluslararası bir veri tabanı sayesinde tüm test sonucu pozitif çıkan vakaların demografik özelliklerinden, biyokimyasal laboratuvar sonuçlarına ve görüntü işleme tekniği ile radyolojik incelemelere kadar tüm değerlerin sisteme kaydediliyor olması gerekir. Tüm bu veriler kayıt altına alındığında sağ kalım süreleri, risk faktörleri gibi pek çok istatistiksel değerlendirmeler yapılabilecek konuma gelir.

Sonuç olarak farklı ülkeleri karşılaştıracak tek bir ölçüm yoktur ve kabaca grafiklerin karşılaştırılması yanıltıcı olacaktır. Bu karşılaştırmalara dayanarak enfeksiyon ve ölüm hızlarının olduğundan yüksek olarak kabul edilmesi paniğe neden olabilirken, asıl durumun aksine düşük olarak değerlendirilmesi, uygulanan salgın yönetimi ve kontrolünün başarılı olduğunu düşündürerek yalancı bir güven hissi oluşturabilir ve salgın kontrolünde zafiyet yaşanabilir. Ülkeleri karşılaştırmak yerine deneyimlerine bakarak faydalanmak daha yararlı olacaktır.

Bu salgından nasıl kurtulabiliriz?

Yaşam biçimimizi değiştirmemiz gerekiyor. Zorunlu olmadıkça evden çıkılmamalıdır. Karantinada olan kişiler kesinlikle karantina kurallarına uymalıdır. Toplu yaşam yerlerinde sosyal mesafeye dikkat edilmelidir. Ateş, öksürük şikâyeti olanlar maske takmalıdır. El yıkamak hastalığın bulaşmasını önleyen en önemli yöntemlerden birisidir. Devlet tarafından belirlenmiş kısıtlamalara (65 yaş üzeri ve ek hastalığı olan kişilerin, 20 yaşından küçüklerin sokağa çıkmaması, seyahat kısıtlaması) titizlikle uyulması gerekmektedir. Toplum kurallara uymaya ikna edilmeli; rol model insanlar ve yöneticilerin kurallara uyumda davranışları izlenen kişiler olduğu unutulmamalıdır. Sınırlamalar gecikmeksizin uygulandığında vaka sayılarının düşmesi beklenir. Test sayısının artırılması, hastaların izole edilmesi, temaslıların saptanarak karantinaya alınması salgının yayılımını azaltacaktır. Her enfekte kişinin bulaştırdığı kişi sayısı önlemlerin başarısını gösteren önemli bir ölçüttür.