Programda kamuoyunun gündemindeki birçok başlığa ilişkin değerlendirmelerde bulunan Olgun, Şehitler Derneği üzerindeki baskı iddialarından basın mensuplarına yönelik sistematik takibe, protokol listesi sorunundan Afyon’daki siyasi yapıya kadar birçok konuda çarpıcı açıklamalarda bulundu.
“Şehit Aileleri Rencide Edilmemeliydi”
"Şehitler Derneği’nin ‘Zulüm Altındayım’ açıklaması konusu" başlığı altında konuşan Olgun şu ifadeleri kullandı:
“Orada içi yanan bir aile var. Böyle bir şey olduğunda izole edilebilirdi. Burada bir dernek var. Şehit ve Gaziler Derneği… 400 tane üyesi var. Enver Paşa talimatıyla kurulmuş. Kamu yararına çalışan bir dernek. Bu aileleri rencide etmeye gerek yok. Türkiye’nin her yerinde aynı şey yapılıyor. İktidar devlet görevlilerine baskı yapıyor. Seslerinin çıkmamasının sağlanması çalışılıyor. Burada bir baskı uygulanıyor. Benim öğrendiğim bir şey var. Ramazan’da iftar programları düzenlenmiş; emniyet, jandarma dahil bu dernek başkan ve yöneticileri davet edilmemiş. Burada farklı bir politika uygulanmaya başlanmış. Geçen gün şehit genel başkanı geldi. Onlardan aldığımız bilgiye göre illa bu dernek yönetiminin değişmesi isteniyormuş. Bir derneğin yönetimiyle devlet neden bu kadar uğraşır? Bence yanlış yapılıyor. Meclis’te de bununla ilgili önerge verdim, gerekirse Genel Kurul’da konuşacağım. Böyle şey olmaz.”
“Basın Mensupları Sistematik Takipte, Afyon’u Araştırıyorum”
Olgun, programda "Sistematik Takip Konusu" başlığında ise şu değerlendirmeleri yaptı:
“81 ilde olan biten her şey bana geliyor. Birkaç ilde siyasilerin, basın mensuplarının sistematik takip edildiğini tespit ettim. Afyon’da var mı diye araştırma yaptım. Ben bununla ilgili bir açıklama yaptım. Kimse çıkıp da böyle bir şey yok demedi. Meclis’e önerge verdim. Biz geçmişte bu paralel yapılardan çok çektik. 15 Temmuz’u yaşadık. Burası demokratik bir ülkedir. Türkiye Cumhuriyeti’dir. Kurum ve kuralları vardır. Bu kurallara uyulması lazım. AK Parti çok kan kaybetti. Kamuoyunda da algısı da düşüyor. Bu algıyı düzeltmek ya da güçlendirmek istiyorlar. İşte basın mensubu iktidara aykırı yazmasın, belediye başkanı konuşmasın… Siyasetçi konuşmasın… Bunları nasıl tespit ederiz derdindeler. Afyon için çalışıyorum. Bunu henüz teyit etmedim ama sağlam bir şeyler çıktığında çıkıp açıklarım.”
Afyon’da “Paralel Yapı” İddiası
“Sizce burada ‘paralel yapı’ mı var?” sorusuna ise Olgun şu şekilde cevap verdi:
“Benim gözümde paralel yapı. Siyasi partilerin görevi ne? Siyaset yapmak. Devletin memurunun görevi ne? Devleti yönetmek. Bir siyasi partinin yöneticisi gibi davranmamak. Duyumlarımı söylüyorum. Kim, kime nasıl demeç veriyor, bir gazeteci yazı yazarsa yandaş gazeteciye buna nasıl cevap verdirelim gibi şeyler var. Ben burayı takip ediyorum. Sabah 8’de tüm danışmanlarım araştırır, her şey bana gelir. TBMM’de her vekilin 3 danışman hakkı vardır. Ben 10 kişilik bir ekiple çalışıyorum. Geri kalan kısmı kendi imkânlarımla karşılıyorum. Bu yüzden Afyonkarahisar’a hâkimim. Somut şeyler çıktıkça paylaşacağım.”
“Protokol Listesinde Yaşanan Hukuksuzluğu Kabul Etmiyorum”
Olgun, programın son bölümünde ise kamuoyunun gündeminden düşmeyen "protokol sıralaması" tartışmasına değindi:
“Türkiye Cumhuriyeti tarihin hiçbir döneminde böyle parti devleti olmadı. Şimdi benim derdim protokol falan değil. 1 yıldır protokol listesi yok, ben buna sesimi çıkarmadım. Geçen yıl TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş Şuhut’a gelmişti. Ben gidip çiçekle kendisini karşıladım. Başkan da bana ‘Gel bir fotoğraf çektirelim’ dedi. AK Partili vekiller fotoğraf çektirecek mesafeyi açmadılar. O anda ya omuz atacaksın ya da kafa atacaksın, bir şey yapacaksın. Böyle bir şey yok. Adam çağırdı beni. Fotoğraf meraklısı değilim.”
“Vali İle Yaptığım Görüşmeden Benim Anladığım Ali Özkaya Beni Hazmedemiyor”
“Şu anda açın valiliğin sitesini. Özel kalemin görevleri arasında protokol listesini yayınlamak ve sürekli güncelleme görevi var. Sayın vekil ya da vekiller benim onların önlerinde olmamı kabul edemiyorlar. Sayın Vali’ye de söyledim. Telefonda yaptığımız görüşmeyi açıklayamam ama anladığım kadarıyla Ali Özkaya beni hazmedemiyor. Böyle bir gerçek var.”
“Cumhurbaşkanımızın Çıkardığı Yönetmeliğe Afyon’da Uyulmuyor”
“TBMM’de temsil edilen partilerin genel başkan yardımcıları, TBMM üyelerinden 2 sınıf öndedir. Yani ben milletvekilleriyle aynı protokole tabi değilim. Ben genel başkan yardımcısıyım. Bunu da ben yapmadım. Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan imzalamış. Ama şu anda Cumhurbaşkanımızın çıkardığı yönetmeliğe Afyon’da uyulmuyor. Benim derdim protokoldeki yerim değil, hukuksuzluktur. Ben hukuk adamıyım. Ben avukatım. Ben kendi hakkımı savunamazsam, Afyon halkının hakkını savunamam.”