“Birlikte hareket güç; birlikte düşünme ise sinerji oluşturur”

Uzun bir zamandır Afyonkarahisar ilinin büyükşehir olması gündemdeydi. 2024 yerel seçimlerinde de ilimizin büyükşehir statüsünde seçime girmesini bekliyoruz. Buna hazır mıyız ya da değil miyiz, gelin birlikte değerlendirmeye çalışalım. Öncelikle gerek şehirler gerekse büyükşehirler için temel unsur, ekonomik bağımsızlık endeksi ve bunun bir sonucu olarak da etkin bir kurumsal yönetişim oluşturmaktan geçiyor. Bu konuyu Afyonkarahisar ilinde ilk tartışan kişilerden birisiyim. İlk olarak 2014 yılında Kanal 3’de Nail Azbay ile “Söz Hakkı” programında ayrıntılı bir değerlendirme yapmıştık. Bugün konuyu değerlendirirken, zaman zaman o gün için söylediklerimize de giderek karşılaştırmalı bir değerlendirme yapabiliriz. Çünkü büyükşehir konusuyla birlikte; il özel idaresi, ulaşım, yeni merkez ilçe kurulması, ilçelerin durumu, köylerin statüsü, imar, vergiler ve daha birçok unsur tamamen değişiyor.

İlk tartışmamıza turizm konumuzla başladığımızda; 2013 yılında Afyonkarahisar’a turizm amaçlı gelen kişi sayısı 576 bin kişi iken; 2020’de bu sayı 536 bin olarak gerçekleşti. Ancak bu sayı, sadece turizm belgeli konaklama yerleri için geçerli; Merkez ve Sandıklı ilçeleri ön planda yer alırken; bana göre sorun geceleme sayılarında gözüküyor; ortalama 2 - 3 günlük bir geceleme süremiz var. Bunun dışında bu sayının o dönemden bu döneme artış gösterememesinin diğer nedeni, Kovid-19 etkisi olarak açıklanabilir. Hadi diyelim ki kişi sayını artırdık. Asıl sorun olan geceleme sayısını nasıl artırmalıyız, bunu tartışmalıyız. Bu noktada kültür ve turizm potansiyeli, ilk unsur olarak karşımıza çıkıyor. Hafta içerisinde de Afyonkarahisar valimizin yeni müzenin yapılmasına yönelik açıklamaları vardı. Bu konunun önemli ve yerinde bir konu olduğunu belirtmeliyiz. Çünkü TR 33 Bölgesinde müze ziyaretçisi en düşük il, ne yazık ki Afyonkarahisar olarak gözüküyor. Örneğin 2019 yılında Manisa ilimizde müze ziyaretçi sayısı 37 bin kişi; Kütahya’da 80 bin kişi; Uşak’da 51 bin kişi iken; Afyonkarahisar’da 12 bin kişiydi. Dolayısıyla sorun nedir, yetkililerimiz eminim ki en doğru tespitleri yapıyor ve kararlarını bu doğrultuda alıyorlardır. Bence ön plana çıkarılması gereken müzelerimiz; Arkeoloji Müzemiz, Alimoğlu Müzik Müzemiz; Zafer Müzemiz ve Mevlevihane’dir. Bunlar arasında gördüğüm kadarıyla en aktif olarak çalışan tek yer Mevlevihane. Ancak orada da ciddi bir ziyaretçi kayıt sistemi bulunmaması önemli bir eksiklik olarak göze çarpmaktadır. Arkeoloji müzemizde ise tanıtım ve sunum açısından yetersizlikler ilk göze çarpan unsurlar. Alimoğlu müzik müzemiz de kendine has ve farklı bir mimarisiyle ve dikkat çeken bir noktada faaliyetlerini sürdürmelidir. Zaman içerisinde gelişme potansiyeli olan Frigya bölgesi ve oluşturulacak müzeleri eminim ki şehir istatistiklerine katkı sağlayacaktır. İl merkezi için alternatif diğer müzeler düşünülmeli, oluşturulmalı ve kayıt sistemleri de etkinleştirilmelidir. Örneğin mermer müzesi, lokum, yumurta ve şehir müzeleri gibi. Müzecilik konusunda diğer önemli yerler, ilçelerimizdir. İlçelerimizin kültürel değerleri de ön plana alınmalı ve etkin bir müzecilik anlayışı oluşturulmalıdır. Özellikle kültürel altyapıları fazlasıyla yeterli olan ve hali hazırda müzeleri bulunan ama etkin kullanamayan; Dinar, Sandıklı, Bolvadin, Emirdağ ve Çay ilçelerimiz ölçeğinde alt bölge müzeleri için acil eylem planı çok geçmeden oluşturulmalıdır. Çünkü büyükşehir olmak bütün şehir düşüncesini de geliştirecektir.   

Gördüğünüz gibi konuyu büyükşehirler açısından ele aldığımızda sadece turizm konusu bile başlı başına derin ve hassas bir konudur. Dolayısıyla yazılarımızda bu konuyu biraz daha haftalara yayarak işlememiz, çok yerinde olacaktır. Dünya’da ülkelerden daha çok şehirlerin ön plana çıktığı bir dönemi yaşıyoruz. Çekya denildiğinde Prag; Fransa denildiğinde Paris, Danimarka denildiğinde Kopenghag ya da Almanya denildiğinde Berlin ilk göze çarpan şehirler değil midir? 

Şehirleri ön plana çıkaran unsurlar ise nüfuslarıdır. Afyonkarahisar ilimiz 2020 yılında, bir önceki yıla göre % 5 artışla 736 bin kişiye ulaşmıştır. Nüfus artışı önemlidir. Ancak bu artış oranımız, Türkiye’nin ortalama genel nüfus artış oranı olan % 18’in çok gerisindedir. TR 33 bölgemizde Manisa % 10; Uşak %10 artış gösteren illerimiz arasında gözüküyor. Kütahya ise %1 azalış göstermiş. İlimiz açısından durumu değerlendirdiğimizde artış oranımız olması önemlidir ve bunu daha aktif bir yönetim politikasıyla yönetmeli ve sürekliliği sağlayabilmeliyiz. 

Göç konusu, nüfus analizi açısından diğer önemli bir konudur. Afyonkarahisar’ın en çok göz verdiği ve aldığı şehir İzmir’dir. Ancak verilen kişi sayısı alınan kişi sayısından fazla gözükmekte, belirtelim. Diğer ön plana çıkan şehirler; İstanbul, Denizli, Konya, Antalya ve Eskişehir vb olarak sıralanabilir. Dikkatimi çeken nokta ise TR 33 bölgesi şehirlerinden Uşak ve Kütahya göç açısından ilk 10’da yer almazken; Manisa ilimizde en çok göç alış-verişinde ilimiz açısından 10. Sıradadır. Bu durum TR 33 bölgesinin kendi içerisinde nüfus değişimi konusunda bir alternatif oluşturamadığıdır. Bence uzun vadede bu konu tartışılmalı ve Zafer Kalkınma Ajansımız tarafından da değerlendirilmelidir. Önümüzdeki haftalarda büyükşehir konumuza devam edeceğimizi belirterek, farklı bir konuyla devam edelim.

HAYVANCILIK GENEL MÜDÜRÜ ZEKERİYA ERDURMUŞ İLE ONLİNE TOPLANTIMIZ

Hafta içerisinde TOBB Afyonkarahisar il Danışmanı olarak, Afyon Ticaret Borsamızın değerli yönetimi ve üyelerini, Hayvancılık Genel Müdürümüz Zekeriya Erdurmuş ile bir araya getirdik. Çok yerinde ve faydalı bir toplantı olduğunu belirtmek isterim. Çünkü bu toplantıyla hem geçmiş hayvancılık politikalarını, problemlerini hem de geleceği çok daha planlı bir değerlendirme imkanı bulduk. Ticaret Borsası üyelerimizin katılımcılığı ve soruları yaklaşık 2 saatlik ve dolu dolu bir program oluşmasına katkı verdi. Bundan sonraki dönemlerde bakanlığımızın kalite odaklı bir süt fiyatlama politikasının oluşturmasını olumlu bulduğumu belirtmeliyim. Aynı şekilde hayvanların “genetik seleksiyon” ve “sperma” konularındaki yeniliklerinde çok yerinde gelişmeler olduğunu açıklayabiliriz. Özellikle Tarımsal Kalkınma Politikalarının bundan sonraki dönemde ağırlık olarak, var olan işletmelerin yenileme ve kapasite artışı gibi alanlarına odaklanması gerektiği belirtildi. Bence de alan dışı birçok üreticinin yer aldığı tarım sektörü, sektör temsilcilerinin de ailesiyle birlikte üretim sürecinin içinde olduğu bir üretim aşamasına evrilmesi gerektiğini belirtmeliyim. Dolayısıyla işbirlikleri için Ticaret Borsası Başkanımız Mehmet Mühsürler, Meclis Başkanımız Fahtettin Zobalı, Genel Sekreterimiz Faruk Aşkan ve tüm üyelerimize ve de Genel Müdürümüz Zekariya Erdurmuş’a teşekkür ederiz.          

BAŞARI TESADÜF DEĞİLDİR: EN İYİ ÖRNEK AFYONKARAHİSAR TİCARET ODAMIZ

Afyon Ticaret ve Sanayi Odamız, ilimizin en etkin çalışan kurumlarından birisi olarak örnek çalışmaları ile gündemi belirliyor. İlk olarak, Ticaret ve Sanayi Odamız, 1921’de İngiltere’de kurulan ve çevre odaklı yapı projelerinin büyümesini hedefleyen Breeam’in, Yeşil Bina Sertifikasını Türkiye’de alan ilk kamu kuruluşu oldu. BREEAM, 1990 yılından itibaren ana plan projeleri, altyapı ve binalar için dünyanın önde gelen sürdürülebilirlik değerlendirme yöntemidir. Bu yöntemle, yeni inşaattan kullanım ve tadilata kadar inşa edilmiş olan ve çevre yaşam döngüsü boyunca yüksek performanslı varlıkların değeri tanınır ve yansıtılır. Özellikle enerji, su, malzeme, atık, sağlık ve iç hava kalitesi, kirlilik, ulaşım, arazi kullanımı ve ekoloji gibi konular öncelikli dikkate alınan konulardır. Dolayısıyla hem ülkemiz hem de ilimiz açısından örnek bir proje, başarılı bir süreç yönetimiyle de başarıya ulaşmış oldu. Bu noktada projenin en başından itibaren takipçisi olan Ticaret Odası Başkanımız Hüsnü Serteser, Meclis Başkanımız Dr. Mehmet Sıtkı Merdivenci, Genel Sekreterimiz Ali Şenol, Ticaret Odamızın Yönetim ve Meclis Üyelerine ve de çalışan tüm ekip üyelerine şehrimize katkıları için teşekkür ederiz. Bunun yanında Covid-19 süreciyle birlikte Ticaret ve Sanayi Odamız, kurumsal yapısında da birçok kamu ve özel sektör kuruluşunun örnek alması gereken fiziksel değişiklikleri hızlıca yapmıştır. İlave olarak “Mermer sektöründe İş Sağlığı ve Güvenliğiniz Artırma Projesi”, “Sağlık Endüstri Bölgesi”nin oluşturulmasına yönelik girişimler, Sinanpaşa II. Organize Sanayi Bölgesinin oluşturulması ve Kovid -19 dönemiyle birlikte devreye aldığı etkin online eğitim programı ile birçok araştırma kurumlarına bile örnek teşkil eden çalışmalar yürütülmektedir.  Dolayısıyla bu çalışmalar hem ilimiz hem de ülkemiz için önemli değerler olarak ilk dikkat çekenlerdir.