Bolu, 300 yaylası, Gölcük Tabiat Parkı, Yedigöller Milli Parkı ve Abant Milli Parkı gibi doğa harikalarıyla, yaz aylarında özellikle doğa tutkunları için cazibe merkezi haline geliyor. Şehir merkezinden ve çevre illerden gelen ziyaretçiler, yemyeşil ormanlarla çevrili yaylalarda piknik yaparak, uçurtma uçurarak veya spor aktiviteleriyle doğayla iç içe zaman geçiriyor.
Yayla Turizminin Şehir İçin Önemi
İl Kültür ve Turizm Müdürü İbrahim Emre Gürsoy, yayla turizminin Bolu için büyük önem taşıdığını vurgulayarak, “Nisan sonu ve mayıs başı itibarıyla Bolu hareketlenmeye başladı. Aladağlar, Sarıalan, Atyaylası, Saraycık ve Yedigöller gibi yaylalar en çok tercih edilen yerlerin başında geliyor.” dedi. Gürsoy, Bolu'nun geçen yıl 2 milyon ziyaretçi ağırladığını ve yayla turizminin bu başarıda önemli bir rol oynadığını belirtti.
Metropol Şehirlerden Uzaklaşmak İçin En İdeal Yer
Bolu, özellikle Ankara ve İstanbul arasında bulunmasıyla, doğayla baş başa vakit geçirmek isteyenler için en yakın ve ideal lokasyonlardan biri olarak öne çıkıyor. Gürsoy, “Bolu, doğayla baş başa vakit geçirmek isteyenler için hem en yakın hem de en ideal bir lokasyon.” diyerek, şehri keşfetmek isteyenlere cazip bir seçenek sunduklarını belirtti.
Bolu'nun Mutfak Kültürü ve Lezzetli Yatırım
Bolu, yalnızca doğa güzellikleriyle değil, mutfak kültürüyle de ziyaretçilere keyifli bir deneyim vaat ediyor. İl Kültür ve Turizm Müdürü Gürsoy, Bolu'nun aşçılarıyla ünlü bir şehir olduğunu belirterek, “Türk Mutfağı Haftası’na güçlü bir organizasyonla hazırlanıyoruz. Ziyaretçilere, coğrafi işaretli ürünlerimizi tanıtarak, hem lezzet hem yeşil bir deneyim sunacağız.” dedi.
Bolu’ya Davet: Huzurun ve Doğanın Kalbi
Bolu, doğayla iç içe bir tatil arayanları bekliyor. Gürsoy, turizm sektörünün yıl boyunca canlı kalmaya devam edeceğini ve Bolu’nun huzurlu atmosferinde misafirlerini ağırlamaktan gurur duyacaklarını ifade etti.