İnsan kalbinde ne taşıyorsa dünyayı öyle görürmüş. Taşıyabildiği anıları, çocukluk izlerini, sığdıramağı hayalleri unutamadığı gözleri...

Kısacası ezbere bildiği her şeyi sıralamıştır kendi dünyasındaki evinde.

Düşündüm de herkes dünyasını bir kutuya sığdırmaya çalışsa ne kadar çok küçük mutluklar dükkânı olurdu etrafta, bir yerden başlasak mı?

Simsiyah koca bir kutu koyuyorum ortalığa. Dolduralım hep birlikte içimizdeki havuza.

Öncelikle boğazımıza yapışmış kelimelere yol göstermek için bir fincan ve kahve eklemek istiyorum. Her yudumda yükünüzü hafifletmek niyetim. Yanına küçük atıştırmalıklar, yüzünüze küçük bir tebessüm eklemeden duramazdım. (:

Gürültülü kelimelerin çıkmasını engelleyecek küçük mutluluk parçalarının tadına bakmadan geçmezsiniz herhalde. Bu yolculukta yalnızlığınıza eşlik edecek küçük bir dostta ekleyelim. Her türden birer kitap. Hadi açın kapağı içeride sizi bekliyorum.

Renkli çalar saat dikkatinizi çekerken kaybetmekten korkup kaçırdığınız zamanlara inat her dakikaya bir saat telafisi sunalım. Söyleyemediklerinize kalbinizde taşıdığınız derin incilere de not defteri. İnsan can evinden vurulduğu ya da kaybolduğu anılarını not etmek istemez mi? Bilir anıların can yaktığı kadar olgunlaştırıcı etkisini.

Birden etraf kararır. Yalnız gecelerinize eşlik edecek lambaya ihtiyaç duyarsınız. Tıpkı kapkaranlık gökyüzünü aydınlatan yıldızları gibi. Ne kadar karanlık olursa olsun gece mutlaka küçük bir parıltı gösterir kendini sessizce. Bir de şahit olma gibi huylar vardır bu yıldızların. Kaybolduğunuz yere ve zamana dikkat edin o yüzden.

İki tane de bilet atıyorum. İster hasretine damla olacak bir yolculuk ister kaybolmayı göze aldığınız kalabalık konser alanı. Ya da paylaşmak istediğiniz bir iyilik. Siz bilirsiniz.

Yanlışları seçerek dengesini kaybeden kalbinizin puzzle parçaları da var. Kendinizi tamir etmek İstemez miydiniz?

Kendinizi bulduğunuzda olur da çare üretip birleştirmek isterseniz diye de bindir türlü yapıştırıcı. Aslında çare sizsiniz. Parça ne kadar zor olursa olsun mutlaka yapışır yeterki o boşluğu başka şeyle kapatmaya çalışmayın.

Kendimizi de bulduk güzelleşelim o halde Bir sürü kişisel bakım ürünleri tabi ki. Gülümseme yoksa yüzünüzde ne maske kurtarır sizi ne de makyaj gizler halinizi. Tebessüm bedava. Saç doya doya.

Ruhunuzdaki acılara küçük bir parfüm şişesi. Sevinç neşe huzur Kokulu.

Dışarıya çıkmak isterken bir bakmışsınız hava buz. Kaleminizle etrafı ısıtıp sıcacık bir çayla sevgimizi mi açsak etrafa?

Buğulu gözlerdeki pencereye rüzgâr eşliğinde serbest bırakılmış fotoğraf kareleri çarpıyor. Söylemiştim anılar…

Titreyen Sokak dostlarımıza da mama ekleyelim. Belki El ele mutlu etmek istedikleriniz vardır, belki de içimizi dökebileceğiniz kaçamaklara. Biraz da peçete. Ben peçeteden gemi, gözyaşlarımdan okyanus yapıp Kendi yoluma gitmek istiyorum. Siz güzel cümlelerle ikramlık, Damlattığınız yaşlara liman, katlayıp bir kahramanla yapıp kullanabilirsiniz. Ben hem kaptan olmayı hem de okyanusta kaybolmayı göze aldım. Nasıl isterseniz.

Kendi çapımdaki dünyamla, ağır gelen anılarımla, Aklımdan çıkartamadığım izlerle, Hayallerimle hatta acılarımla, Kalbimce taşabildiğim dünyayı bir kutuya sığdırmaya çalıştım. Hem ezber tazeledim hem de ezber bozdum.

Her şey sizin elinizde.

Umarım bugünlerde bir şeyler olur dünyanızda. Her şey güzelleşir.

Eftelyadan küçük bir hediye sizlere:

Bu küçücük Hayat kutusunun mutluluk denizinde kaybolmanız ümidiyle ...

Eftelya