Belçika'dan Türkiye'ye ilk kez gelen 62 yaşındaki arkeolog Annemarie Leijssen, Afyonkarahisar'da Mevlevilik kültürüyle tanışarak manevi bir deneyim yaşadı. Katolik anne ve babanın kızı olarak dünyaya gelen Leijssen, genç yaşta tanıştığı sufizm sayesinde Hristiyanlıktan uzaklaşarak boşluğa düştü.
Türkiye'de Manevi Arayış
Evli, 5 çocuk ve 2 torunu bulunan Leijssen, bir anda aldığı kararla 5 Mayıs'ta Türkiye'ye geldi. İstanbul, Yalova, Bursa, Eskişehir ve Kütahya'da maneviyatını güçlendirmek amacıyla türbe ve dergahları ziyaret eden Leijssen, bir hafta önce geldiği Afyonkarahisar'da Mevlevilik kültürüyle tanıştı.
"Ezan Sesinden Etkilendim"
Leijssen, Hristiyanlık sonrası boşluğa düştüğü için kalbindeki maneviyat boşluğunu doldurmak için Türkiye'de yollara düştüğünü söyledi. Afyonkarahisar'daki Mevlevi Konağı'ndaki manevi atmosferden etkilendiğini dile getiren Leijssen, "Bir hafta konakta vakit geçirdim. Bana verilen görevleri yapmaya çalıştım. Mevlevi Camisi ve okunan ezan sesinden etkilendim. Hoş geliyor. İnsana, günde 5 defa 'Allah'la bir temasın olsun' diye hatırlatıyor. Bu hissiyat sayesinde kalbimde bir maneviyat oluştu" dedi.
"İçim Kıpır Kıpır Oldu"
Uluslararası Mevlevi Kültürünü Yaşatma Derneği Başkanı Hacer Aran'ın yaşam tarzından da etkilenen Leijssen, Mevleviliği öğrenmek için konakta temizlik yaptı, çiçeklerin bakımına el attı. Konakta sema dönen semazeni ilgiyle izleyen, destar takıp ve hırka giyen Leijssen, "Derviş destarı takıp, hırka giydim. Burada semazen gördüm, yapmaya çalıştım. İçim kıpır kıpır oldu. Buradan sonraki gideceğim yer Konya'daki Mevlevihane olacak. Sonra kızım Türkiye'ye gelecek ve Kars'a kadar birlikte gitmeyi düşünüyoruz" diye konuştu.
"Kalben Birlikte Olmayı Sürdüreceğiz"
Uluslararası Mevlevi Kültürünü Yaşatma Derneği Başkanı Hacer Aran da Leijssen'le bir haftadır birlikte olduklarını ve Mevleviliği öğrenme çalıştığını kaydetti. Aran, "Manevi olarak yol almak isteğini her fırsatta söyledi. Ciddi anlamda takip ettik. 7 gün boyunca konağımıza geldi, burada samimi davrandı ve hizmette bulundu. Nahif bir şekilde çiçeklerle ilgilendi, toz alıp, temizlik yaptı. Egosundan vazgeçti. Bizler muhibbanız, öğrendiklerimizi kendisiyle paylaştık. Kalben istediği sema dönmek, destar takmak ve hırka giymekti, bu da bize nasip oldu. Bundan sonra biz kalben birlikte olmayı sürdüreceğiz" ifadesini kullandı.