Bebeğinin bütün eşyaları hazır!

Peki sen bebeğine hazır mısın?

Sen ‘anne’ olmaya hazır mısın?

Bedenin bu sürecin farkında mı?

Eşin ‘baba’ olmaya hazır mı?

***

Uzun süredir Doula / Doğum Destekçisi olarak birçok doğuma girdim.

Anne adaylarıyla sohbet ettim, onları dinledim, onların en mucize anlarına şahit oldum….

Doğuma Hazırlık Rehberi olarak gördüğüm, şahit olduğum bazı anne adaylarıyla sohbet ederken ya da onları dinlerken öğrendiğim birkaç sorunu paylaşmak istiyorum sizlerle.

Bu sorunları konuşup, çözüm yollarını artırmak istiyorum.

Ebeveynlerin daha çok bilinçlenmesini, birbirlerini dinleyebilmelerini, isteklerini dile getirmelerini sağlamak istiyorum.

Bu sayede doğum hikayelerini iyileştirip, mutlu anıları çoğaltmak istiyorum…

***

Henüz doğmamış bebeğinin bütün fiziksel eşyaları hazır,

En az 2 yaşına kadar eskit(e)meyeceği kıyafetleri hazır,

Yatağı, dolabı, küveti, arabası, ilk salıncağı bile hazır!

Doğmadan önceki kutlamaları yapılmış, hastane süslemeleri hazırlanmış, hediyelik dağıtılacaklar ayarlanmış.

Doğmamış bebeğe bu kadar hazırlık yapılıyor da neden anne adayı kendisini, babayı ve bedenini bebeğine hazırlayamıyor?

Daha karnındayken bebeğiyle konuşamayan, ona hislerini anlatamayan, onu sevdiğini söyleyemeyen anneler bebeğin eşyalarını tamamlayınca hazır mı hissediyorlar gerçekten kendilerini?

Bedenindeki değişimleri kabullenemeyip bu durumdan bebeğini suçlayan, eşini suçlayan ya da istediği cinsiyete sahip olmayan bebekler için kendisini suçlayan anneler…

İçerisinde kendisiyle birlikte gelişen o bebeğe ‘istenmediği’ hislerini aktaran duygular daha ne kadar görmezden gelinecek?

En son ne zaman konuşulmuştu ki bu hisler?

Kimin için önemliydi annenin ne hissettiği?

Bir kadın anne olmaktan korkabilir, sürpriz bir hamilelik yaşamaktan pişmanlık hissedebilir, doğumdan korkabilir, ne hissedeceğini bilmiyor olabilir…

Bu duygular görmezden gelinmediği, konuşulmaktan kaçınılmadığı takdirde çok normaldir.

Bunları düşünmeyince korkular yok olmuyor. Ya da siz bunları konuşmayınca hisler yok olmuyor!

Aksine zaman geçtikçe daha çok yoğunlaşıyor.

Türkiye’de sezaryen oranı yüzde 53 olup her 5 anneden 1’i doğum travması yaşarken, bedenini unutup bebeğine hazırlık yapmak doğuma yapılan haksızlıktır! 

O bebeğe daha doğmadan önce yapılan haksızlıktır.

Tüm bu süreci iyileştirip güzelleştirmenin tek yolu; anne, hislerinin ve bedeninin farkına varıp kendine  zaman ayırmalıdır.

Dünya’ ya gelmek için anneyle birlikte gelişen her bebeğin Anne - Baba şefkati görmeye,

Dünya’ya geleceği için istenilmeye, yargılanmadan kutlanmaya, koşulsuz sevilmeye, ilgi görmeye ihtiyacı var.

Anne adayının bebeğine yapacağı en güzel hazırlık,

Bebeğini coşkuyla karşılayıp kabullenmesi,

Kendisine yapacağı en kıymetli hazırlık ise;

Bebeğinin doğacağı güne en güzel şekilde hazırlanmasıdır!

Sevgiyle…