Ramazan dedik o da geldi geçti işte...! 
Sayılı gün çabuk geçer derler ya hani işte bu yıl da Bayrama ulaştık sayılır çok şükür.

Bayramların hayatımızın her döneminde bıraktığı anılar mutlaka vardır. Tabi çocukluk dönemi illa ki bir başka. 90 yaşında ki içinde başka , 40 yaşında ki içinde başka gelin görün ki 15 yaşında ki içinde başka..! Herkesin dilinde pelesenk olmuş . Ahhh nerede eski bayramlar...! Tabii şimdi sizinde nerede o eski bayramlar dediğinizi duyar gibi oldum.

Lütfen yazımın başlığına bakıp da bayramların değiştiğini anlatacağımı sanmayın. Bayramlar yine aynı bayramlar. Değişen, sadece “biziz” yani insanlar.

Eskiden, bayram sabahı olduğunda 7’den 70’e herkesi tatlı bir heyecan ve telaş sarar, çocuklar yeni elbiselerimizi ve yeni ayakkabılarımızı başucumuzda saklar sabahın aydınlanma neşesi ile giyer mutluluğumuza mutluluk katardık. Coşkuyla erkenden kalkar annemizle bayram kahvaltısını hazırlayıp babamızın bayram namazından gelişini beklerdik. Kahvaltının ardından hepimiz bayramlıklarımızı giyer başta annemiz olmak üzere büyükten küçüğe babamızın ve varsa diğer büyüklerimizin ellerini öpüp harçlıklarımızı almak için sıraya girerdik. Babam her bayram anneme takılır “ Hanım öp bakalım elimi “ derdi. Annemde saygıyla evin reisinin elini öper ve mutlaka hediyesini alırdı , bizde harçlıklarımızı.
Bizim çocukluğumuzda anılarda kalan bayramlar dostlarla ziyaretler yapılarak kutlanırdı. Evlerde tatlılar yapılır, sarma dolmalar hazırlanır hatta baklavalar açılarak, gerçekten bayram havası hem görsel hem de bir lezzet şöleni eşliğinde kutlanırdı. Bu satırları yazarken bile gözlerim doldu.
Şimdilerde bayramı bir telefon mesajı ile veya sosyal medyadan kutlayarak geçiştirir olduk. Hani teknoloji var ya manevi ve fiziki her bakımdan insanoğlunu rahatlatan. Öyle kutlar olduk. Maalesef geleneksel kültürümüz dışında bir zoraki bir kutlama sanki ve maalesef ki bayram günleri manevi olarak değil de fiziksel rahatlama , tatil anlamında değerlendiriliyor artık. 
Peki, ne oldu da biz kültürümüze bu kadar ters düşer olduk? Biz de ömrümüz olduğunca yaş alacağız ve çocuklarımızdan bayram günü bizi neden ziyaret etmediklerini sorgular olacağız.  
Ama çocuklarımıza bayram kültürünü sadece Hayat Bilgisi kitaplarındaki teorik bilgilerden öğretirsek, bekleyeceğimiz çok da bir şey olmamalı. Aslında biz çocuklarımıza bayramların yaşamın içinde birlik, beraberlik, sevgi ve paylaşım ruhu olduğunu öğretmemişiz oluyoruz . Biz teknolojiye ve hayatın zorluklarına ve zorunluluklarına yenik düşmüş oluyoruz.
Nesiller devam ettikçe pratik olarak öğrenilmeyen geleneksel kültürümüzün değerleri maalesef yok olmaya yüz tutacaktır şimdilerde olduğu gibi… 
Artık toplum olarak bayramlardan artık çok şey beklememeyi öğreniyoruz ve öğretiyoruz.
Bayramların aynı zamanda tatil organizasyonu olduğunu kabul ediyoruz…
Televizyondaki reklamlarda bayramların manevi değerleri vurgulansa da bayramların eskisi gibi olmadığını görüyoruz .
Peki bugün tüm bu yaşadıklarımızdan memnun değilsek bunu değiştirmek için ne yaptık? Başımızı ellerimizin arasına alıp şöyle bir soralım.
Evet, evet soralım… değişen bayramlar mı ? İnsanlar mı?
Biz biryerlerde hata yaptık. Değişen biziz bayramlar değil.
Gelecek kuşaklara anlatılacak bayram hatıralarınızın olması için manevi değerlere maddi değerlerden daha fazla önem vermemiz umudu ve duası ile nice mutlu bayramlara hep birlikte sağlıkla , birlik ve beraberlikle ulaşmayı diliyorum.
Sevgiyle kalın , takipte kalın