Sevgili dostlar, Bu hafta size Romanya’nın güney doğusunda konumlanan Braşov kentini dilim döndüğünce anlatmaya kalemim yettiğince yazmaya çalışacağım. Bükreş’e yaklaşık 170 km olan şehir, ülkenin en önemli turizm merkezlerinden biridir. Kışın kayak için gelen turistler,yazın serin dağ havası almak ve kamp yapmak için toplanıyorlar. Havaalanı olmamasından dolayı yurtdışı ulaşım sadece Bükreş Otopeni havaalanından sonra kara yoluyla olmaktadır. Ülkenin tek ve en uzun otoyolunun bir kısmı buraya yakın bir yere kadar ulaşır. Yine de bu 170km nerdeyse 3 saat sürer.

Transilvanya eyaletinde bulunur Braşov. Aslında çok yakınında Bran Kalesi’nin bulunmasının nimetlerinden de faydalanmıştır. Çünkü Romanya’yı dünyada en bilinen ülkelerin arasına sokan mesele, Kont Drakula’dır. Asıl adı Vlad Tepeş olan bu Romen Kont’u, tarihimize Kazıklı Voyvoda olarak geçmiştir. Hikayesi de çok ilginçtir. Osmanlı ile olan savaşa katılmak için cepheye giden Vlad, döndüğünde, canından çok sevdiği eşinin, kilise tarafından öldürülmüş  olduğunu öğrenince, aklını kaybetmiştir. Bu akıl tutulması ile beraber, kilisede görev yapan herkesi kazığa oturtmuş ve halkın gözü önünde kanlarını içmiştir. Böylelikle Kont Dracula Vampir efsanesi başlamış olur. Buraya bir virgül koyup, yazının sonlarına doğru, burada gerçekleşen enteresan bir anımı sizle paylaşacağım. 

Nerde Kalınır, Ne Yenir,

Braşov yatak kapasitesi olarak Bükreş’ten sonra Romanya’nın en geniş kapasiteli ikinci yeridir. Her yıldıza sahip oteller vardır. Bunlardan da Grant Hotel ve Holiday Inn dikkat çeker ve fiyatlar Avrupa ortalamasının altındadır. Bununla beraber apart veya stüdyo daireler de kiralanabilir. Bunlarında fiyatı 35-55 Euro arasındadır.

Romanya genel manada mutfak olarak bizim damak tadımıza hitap eden bir yerdir. Braşov’da da geleneksel mutfaktan modern mutfağa her türlü yemek çeşidine ulaşabilirsiniz. Bistro Albert ve Ambasador gönül rahatlığı ile tavsiye edebileceğim iki farklı restorandır. Sarmale bildiğimiz yaprak sarma ve Küftele, bildiğimiz köftedir. Tatlı olarak ise sufle diye bildiğimiz ama onların menüsünde “lava cake” diye anılan tatlı gerçekten çok güzel yapılıyor.

Nereler gezilir, Ne alınır?

Bir kere mutlaka teleferik ile, Braşov dağına çıkılması gerekir. Telecabin dedikleri bu teleferik sistemi ilk bakışta gözünüzü korkutabilir ama gayet güvenlidir merak etmeyiniz. Bunun haricinde eski şehir merkezi, ilginç Alman stil mimarisi ile tam fotoğraflıktır. Raşnov Kalesi ve Bran Kalesi de tabi ki mutlaka görülmesi gereken yerlerdendir. 

Alışveriş için ise, sadece yöresel ürünlerin satıldığı küçük kiosk ve dükkanları tavsiye ederim. İki tane de çok geniş çaplı olmayan alışveriş merkezleri var, bir tanesi Unirea öbürü de Eliana. İkisi de şehir merkezindedir ve yürüme mesafesindedir ve genellikle kış ürünleri satılır.

Trajikomik Anı

Bran Kalesini ziyaret etmeye bir gurup öğrencim ve öğretmen arkadaşlarla  gittik. Kale dediğimize bakmayın aslında o meşhur Şato burası. Şatoyu bize gezdiren bayan sanki birazdan bir yerlerden Dracula çıkacak hissini bize vermeye çalışıyordu ve başarılıda olmadı değil hani. Ziyaret bitiminde, Şatoyu terk ederken iki farklı çıkış var. Bunlardan bir tanesi normal çıkış, bir tanesi de korku tüneli gibi içinde vampir ve kurt adam kostümlü animatörlerin olduğu L şeklinde uzun bir koridor ve turnikeler ile dolu, yani girdin mi geriye dönüş yok, çıkmak için sürekli ileri gitmen gerekir..Yanımdaki çocukların ısrarı üzerine bu korku tüneliyle birlikte çıkış yapmaya karar verdik. Kapıdaki görevli bilet keserken rehber arkadaşa “ Bu gurup Türk mü?” diye sordu ve evet cevabını alınca “ onlara söyle içerdekiler animatör üniversite öğrencisi, lütfen onlara vurmasınlar “ diye uyardı. Bu uyarı benim canımı hayli sıktı ve gerekli tepkiyi biletleri iade ederek verdim. Bir sürü özür dileyen bu görevli çok yakın zaman da gerçekleşen bir hadiseyi anlatarak sebebini izah etmeye çalıştı. Meğerse bizim üç çılgın Karadenizli dil bilmedikleri için girmişler bu tünele. İçerde ne olacağından haberleri yok tabi. Her yerden kurt adamlar vampirler çıkmaya başlayınca bizimkiler o heyecanla hepsini sermiş yere ve dekora da 10 bin dolarlık zarar vermişler. Nasıl anladın Karadenizli olduklarını diye soracak olursanız, hatıra fotoğrafı çektirmişler hadiseden sonra, tabi tatlıya bağlanınca, ellerinde bir bordo mavi atkı ve üstündeki yazı Bize Her Yer Trabzon…

Gel Gelelim Afyon’umuza,

Bu hafta sizle paylaşmak istediğim mekan Big Chefs. Park Hayat Hastanesi’nin hemen karşısında konumlanan bu şahane restoran şehrimizin değerli bayan girişimcilerinden olan Çiğdem Arabacı imzası ile kazandırıldı. Antiparantez, Çiğdem Hanım, çok eskiden beri tanıdığım, takdir ettiğim, kendi çizgileri ve prensipleri olan bir kişidir. Hem içeri hem dışarı mekanı çok şahane bir dizayn sunuyor. Garsonlar gerçekten Afyon ortalamasının üstünde bir hizmet sunuyor. Menü fiyat olarak ortalamanın biraz üstünde ama kesinlikle denenmesi gerektiğini düşünüyorum. Tepsi mantısı ve Izgara Antrikot şiddetle tavsiye olunur. Ayrıca sadece akşam yemeği değil,  kahvaltısı da çok zengin ve keyifli. Tatlılardan ise  profiterol kesinlikle efsane. Bu güzel mekanı şehrimize kazandıran herkesin emeğine sağlık. 

Sevgili Dostlar,

Yazımı burada yine bir burukluk ile sonlandırıyorum. Niye derseniz, Afyon’umuzun hala hak ettiği değerde turizm değeri taşımıyor olduğunu düşünüyorum. Bir çok Avrupa standartları üstünde kaliteli firma ve tesis, yeterli reklam ve marketing yapılmadığı için sönük kalıyor. Küçücük bir kasaba olan Braşov, doğru yöntemler ile cazip hale getirilmiş ve bacasız sanayi ortaya çıkmış. Mutlaka cesur ve girişimci insanlar sayesindedir.  Sayın Valimizin girişimleri ile ortaya çıkan ve popülaritesi gün ve gün artan Frig Vadisi  büyük katkı sağlıyor ama bununla beraber şehrin yerel girişimcilerinin de ortaya bir şeyler koyması ve kendisine yardımcı olmaları gerekiyor diye düşünüyorum. 

Bu haftalık da bu kadar, sürçü lisan ettiysem af ola . Bir dahaki yazımda görüşmek üzere, hoşça kalın sevgiyle kalın…