Ara güler kendisiyle yapılan bir röportajda şunları söyler:

"Yahu, boyuna soruyorlar, 'sen ne marka fotoğraf makinesi kullanıyorsun?' diye. Fotoğraf, makineyle mi çekilir! Şimdi en gelişmiş daktilo bende olsa, en iyi romanları ben mi yazarım! Ben Singer dikiş makinesiyle bile fotoğraf çekerim!..."

Bizde bir söz var; “alet işler, el övünür” denir. İşleyen el midir, alet midir? Aletin insanı yok edişidir bu, hiçe sayışıdır. İnsanın tüm yeteneğini, birikimini ve bakış açısını hiçe sayıştır. Alet varsa her şey tamamdır. Fotoğraf çekmek için en iyi makineye, film çekmek için en iyi kameraya ya da müzik yapmak için en iyi enstrümana sahip olmak, hepsi bu. Araç, alet her şeyi yapar sizin yerinize. Sizin bir değeriniz yoktur. Çabanın, emeğin, tutkunun, zamanın, bakışın bir anlamı kalmaz. Aleti varsa herkes her şeyi yapabilir. Aslında bu bir “had” meselesidir. Had bilmemek, haddi aşmak.

Ara Güler, bu toprakların yetiştirdiği en önemli fotoğraf sanatçısıdır ki kendisi bunu kabul etmez, “foto muhabiriyim ben” der.     

Şunlara bak.

Alıyorlar Leica'yı, Canon'u, Nikon'u ellerine, yollara düşüyorlar.

Bir köylü mü gördüler

Dur! İki şip şak tamam.

Dur! Koyun sürüsü mü gördüler.

Dur! İki şip şak tamam.

Çadır mı gördüler.

Dur! İki şip şak tamam.

“Ben bir çobanın fotoğrafını çekeceksem, onunla oturmalıyım, birlikte yemek yemeliyim, gece çadırında kalmalıyım. Onu tanımalıyım.”

Fotoğraf, dokunmaktır, hissetmektir insanı, onun tenini, ruhunu, gönlünü… Sonra toprağa, güneşe, yağmura ve rüzgara yani hayata dönmektir yüzünü. İçe bakmak, içte olanı görebilmektir mesela.

Fotoğraf; merak etmektir hayatı, maceraya atılmaktır. Ölüme bakıp da yaşamaktır.

"Uygarlık ileriye gidiyor ama insanlar güzellik anlayışını kaybetti..."

Ara Güler Fotoğraf Sergisi

31 Mart 2022/21 Nisan 2022

M. Rıza Çerçel Kültür Merkezi/Afyon