"Türkiye Selçukluları Konya Hanedan Türbesindeki Naaşların Tanzimi Projesi" kapsamında yapılan çalışma, Anadolu Selçuklu sultanlarının tarihsel ve genetik profilini ortaya çıkarmayı amaçlıyor. Gazi Üniversitesi Eğitim Fakültesi Güzel Sanatlar Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mutluhan Taş ve ekibi, bu süreçte 12'si sultan 17 hanedan üyesinin gerçekçi silikon heykellerini tasarladı. Konya Büyükşehir Belediyesi tarafından yaklaşık 2 yıldır sergilenen heykeller, ziyaretçilere Selçuklu sultanlarının yaşamını ve fiziksel özelliklerini yakından tanıma fırsatı sunuyor.
Genetik ve Fiziksel Özellikler Ortaya Çıkarıldı
Prof. Dr. Mutluhan Taş, projeyi osteoarkeolog Emel Akpolat ile birlikte yürüttüklerini ve Selçuklu sultanlarının soy bağları ile fiziksel özelliklerinin tespit edilmesinin projenin önemli bir parçası olduğunu belirtti. İstanbul Adli Tıp Kurumu'na gönderilen DNA örnekleriyle yapılan analizlerde, sultanların genetik kökenleri, fiziksel özellikleri ve soy bağları belirlendi. Ayrıca, bu bilgilerle birlikte sultanların ırk bağları, doku kalınlıkları ve uzunlukları da tespit edilerek yüzlendirme çalışmalarına yansıtıldı.
Tarihi Detaylar ve Hastalıklar
Proje kapsamında, Anadolu Selçuklu sultanlarının hastalıkları ve ölüm nedenleri de ortaya çıkarıldı. Örneğin, 2. Kılıçarslan'ın boyunun, eski kaynaklarda kısa olduğu belirtilse de yapılan çalışmalar, 2. Kılıçarslan’ın aslında 1 metre 83 santimetre boyunda olduğunu ve yaşlanınca kemik yapısının değiştiği için daha kısa göründüğünü ortaya koydu. Ayrıca, 1. Gıyaseddin'in ölümünün, Bizans tarihçileri tarafından "şehit edilme" olarak kaydedilmesine karşın, yapılan araştırmalar sonucu, savaşta arkadan yapılan saldırıyla öldüğü belirlendi. 2. Gıyaseddin’in Kösedağ Savaşı'ndan sonra genetik rahatsızlıklar yaşadığı ve romatoid artrit nedeniyle ciddi kemik sorunları bulunduğu tespit edildi.
Silikon Heykellerin Önemi
Prof. Dr. Mutluhan Taş, projenin sadece bilimsel değil, aynı zamanda kültürel ve sanatsal bir katkı sunduğuna değindi. "Selçuklu sultanlarının beden bütünlüklerinin ve yüzlerinin yeniden canlandırılması, Türk milleti ve Türk tarihi adına çok değerli bir bilgi kaynağı sundu. Bu çalışmalarla tarihsel mirasımıza ışık tutuyoruz," dedi.
Bu proje, hem bilimsel açıdan önemli bulgulara ulaşılmasını sağlarken hem de Selçuklu döneminin kültürel mirasının gelecek nesillere aktarılmasına katkıda bulunuyor.
