İşte Karakaş’ın o açıklamaları:

 

Ağırlıklı olarak sosyal medyada olmak üzere; düşüncenin, politikaların, eylem ve davranışların, jest ve mimiklerin, hatta duyguların trollendiği bir zamanda yaşıyoruz. Toplumsal yapımızın temel bileşenlerini oluşturan ana kitleleri de etkileyen bu strateji, gerçekliklerin ötesinde pozisyon üreterek 'Türkiye'nin sosyolojisine' kastetmektedir. Siyasetin sağında ve solunda yer alan Türkiye sosyolojisinin ana kesimlerinin, bu tehlikeden uzak durması hayati öneme sahiptir. Çünkü toplumun sağduyusunu paramparça eden bu stratejinin sahipleri, ağırlıklı olarak FETÖ ve PKK gibi Türkiye düşmanlığı üzerinde ortaklaşanlardır. Toplumun ve siyasetin kutuplaşmasından şikayet edenlerin bu akıl karıştıran, farklı kesimlerin karşıtlık damarına basan ve ötekileştiren dil ve üsluptan uzak durmaları gerekir. Siyasi aktörler kadar kitleler de bu hatırlatmanın muhatabıdır. Birlikte bağımsız ve barış içerisinde yaşamak hepimizin temel ülküsü olmalıdır. Şehitlik gibi toplumumuzun en kıymetli ortak değeri üzerinde dahi ötekileştirici bir söylem geliştirilebiliniyorsa tehlikenin farkına varmak ve şapkaları önümüze koymak, en hafif deyimle bu ülkede yaşamanın yüklediği bir sorumluluktur.