2021 yılı Afyonkarahisar Valiliği tarafından Aile Yılı olarak ilan edildi.

Ben yılların tematik bir isimle adlandırılmasını önemsiyorum.

İnsanların o tema üzerinde yoğunlaşmasını hızlandırdığına inanıyorum. 

Bu yüzden bu çalışmayı yürekten destekliyorum. 

KENDİ UYGARLIĞIMIZIN ÇEKİRDEĞİNİ KURDUK

Will Durant’a göre; aile uygarlığın çekirdeğidir.

Bende kendi uygarlığımın çekirdeğini bu sene oluşturdum.

Esma Hanım ile bir araya gelerek kendi çekirdek ailemizi Allah’ın izni ile kurduk. 

Allah bizi birbirimize karşı mahçup etmesin.

Allah aile olmak isteyenlere bir an evvel aile olmayı nasip etsin. 

Aile Yılı olarak ilan edilen 2021 yılının dördüncü nikahı bizim nikahımız oldu. 

Bu nikahımızın şahitliğini ise 2021 yılının Aile Yılı olarak ilan edilmesini sağlayan Afyonkarahisar Valimiz Gökmen Çiçek yaptı. 

Kendisine bir kez daha teşekkür ediyorum. 

ALÇAKLARDAN OLMAYALIM

İlan edilen Aile Yılını önemsiyorum.

Bu yüzden sözde değil özde uygulanmasını arzu ediyorum.

Sadece bir takvim yılından öte, aile olma yolunda yaşanan sıkıntılardan, aile içerisindeki sıkıntıların temel sebeplerinin tespit edildiği ve bu tespit edilen sorunların gerçekçi yaklaşımlarla çözülmesini arzu ediyorum.

Önce şunu belirtelim.

İnanmıyorsak bu işi şimdi bırakalım.

Afyon Kocatepe Üniversitesi’nden benimde öğrencisi olduğum değerli hocam Türker Göksel’in bir sözü var: “Sevmeden çalışmak, inanmadan ibadet etmek kadar büyük bir alçaklıktır” 

Alçaklardan olmayalım.

AİLE YILI İÇİN İKİ SORU

Aile yılı için kendimize bir kaç soru sorarak ilerleyelim.

-Aile olma yolunda karşılaşılan engeller neler? 

-Ailelerin dağılmasını kolaylaştıran faktörler neler? 

Bu iki soruyu kendimize sorar ve samimiyetle bu soruların yanıtlarını arayıp bulduklarımızı inanarak uygulamaya koyarsak Aile yılı gerçek manada aile yılı olacaktır. 

AİLE OLMA YOLUNDA EN BÜYÜK ENGEL AİLELER

Ben bu soruları kendime yöneltiyor ve yine kendim yanıtlamaya çalışıyorum.

Aile olma yoluna giren gençlerin yolundaki en büyük engel çoğu zaman yine aileler oluyor. 

Ya kız tarafı ya oğlan tarafı bu işin önüne başlamadan duvarlar örüyor. 

Bu duvarın harcı kimi zaman istenen evler, arabalar bilezikler oluyor, kimi zaman ise geçmiş zamanda aile fertlerinin aralarında yaşanan husumetin faturasının gençlere kesilmesi oluyor.

Bu duvarları aşmak isteyen gençler debelendikçe hatalar yapabiliyor. 

Aradaki duvarlar büyüdükçe sağlıklı iletişim kanalları tıkanıyor. 

Tıkanan bu iletişim kanalları geri dönülmez hataların doğmasına neden oluyor. 

O yüzden bence aile yılında kız ve erkek evlat sahibi olan ailelerin aile olma yolunda sağlıklı iletişim kurmalarını kolaylaştıracak yollar geliştirme noktasında kafa yormalıyız diye düşünüyorum. 

MAHALLE BASKISINDAN DOĞAN ANLAMSIZ ADET VE GELENEKLER

Aile engelini aştık farz ederek kendime sorular sormaya devam ediyorum. 

Şimdi ise önümüzde devasa bir engel daha var. 

Bu engeller mahalle baskısının doğurduğu anlamsız adetler ve gelenekler… 

Bu gelenekler yüzünden bir kaç saatlik düğün için bir ömür borçlanan gençlerle karşılaşıyoruz. Borçla inşa edilen yuvalar bir anda yıkılıyor. 

Bu adetlerin hayatımıza yerleştirdiği yasaların başında şunlar var:

  • Silah atacaksın.
  • Havai fişek ateşleyeceksin.
  • Günlerce sürecek eğlenceler tertip edeceksin.
  • Kazanlarla yemek pişireceksin. 
  • Hiç giyilmeyecek kıyafetler alacaksın.  
  • Hiç kullanılmayacak eşyalara para dökeceksin.
  • Gibi gibi… Listeyi artırmak mümkün. 

Aile yılında mücadele edeceğimiz konulardan bir taneside anlamsız adet ve geleneklerden doğan yasaları ortadan kaldırmak olmalıdır. 

Ben aile uzmanı değilim ancak hepimizin bir araya geldiğinde şikayetçi olduğu konular bunlar. 

Madem şikayetçiyiz.

Bu meseleyi çözelim. 

Bunlar sadece şu anda zihnimden dökülenler. 

Elbette daha derinlere inilmesi gerekecek. 

Yeterki cesur olalım ve bu sorunların üzerine yürüyelim.

Afyon’da uygarlığın çekirdeği olan “aile” yapısını kurtarmak için bir çoban ateşi yakıp bunu tüm Türkiye’ye yayalım. 

TUİK VERİLERİ NE DİYOR? 

TUİK verilerine baktığımızda bunun ne kadar hayati bir mesele olduğunu görebiliriz. 

Hemen bu verileri paylaşıp konuyu bitirelim.

2019 yılında Afyonkarahisar’da boşanan çift sayısı arttı. 

2018 yılında 1091 çift boşanırken 2019 yılında bu sayı 1172’ye yükseldi.

2018 yılında Afyonkarahisar’da 5117 kişi evlenmişti. 

Verilere göre 2019 yılında 5030 kişi evlendi.

DÖĞER BELEDİYE BAŞKANI İLE DERDİMİZ NE? 

Afyon’un en büyük ikinci beldesi olan Döğer’de yapılan parke çalışmaları ile alakalı dün tüm basın kuruluşlarına bir bülten servis edildi. 

Bu bültende Döğer Belediye Başkanı Mehmet Demirel “kasaba tarihinde ilk kez” parke döşeme rekoru kırıldığını anlatıyordu. 

Belki haklıydı.

Belki ondan önceki dönemlerde yollar perişandı. 

Belki onun yaptığı bu çalışma sayesinde çamurlu yollardan Döğer halkı kurtuldu. 

Biz bu bültene herkes gibi bakmak yerine eleştirisel yaklaştık. 

“Döğer Belediye Başkanı’na yakışmayan açıklama” başlığı ile bu haberi yayınladık.

Neden? 

Önce şunu belirtelim.

Bizim Döğer Belediye Başkanı Mehmet Demirel ile hiç bir derdimiz olmadı/olamaz. 

Kendisini şahsen tanımam.

Ne telefonda nede karşılıklı konuşmuşluğumuz yoktur.

Bizim eleştirimizin gerekçesini açıklayalım. 

Bakın, yol yapmak, parke döşemek gibi bir hizmet belediyenin asli vazifesidir. 

Bizim işimiz nasıl haber yazmaksa, belediyeninde işi yol yapmaktır, çöp toplamaktır, su ve kanalizasyon hizmetini halka sunmaktır. 

Bizim “şu kadar haber yaptık” diye haber yapamız nasıl abes kaçarsa belediyeninde “şu kadar taş döşedik” demesi abestir.

Bizim eleştirimiz yapması gereken bir işi yaptığı ve bunu duyurduğu için değil, bunu abartarak, köpürterek servis etmesinedir. 

Bütün bunların yanında şu anda Afyon’un en ücra köşesine bile parke taşı hizmeti sunulmaktadır.

Bu kadar sıradanlaşan bir hizmeti “devasa bir yatırım” havasıyla halkın gözüne sokulmasınadır bizim eleştirimiz. 

Döğer Belediye Başkanı Mehmet Demirel’e sesleniyorum…

Bakın daha önce beldenize tekstil fabrikası getirdiniz. 

Beldenizde istihdam imkanı yarattınız. 

O gün sizi alkışladık.

Bugün ise eleştirdik. 

Yarın doğru gördüğümüz davranışınızda sizi yine alkışlayacağız, yanlışınızda ise yine karşınızda duracağız.

Olay bundan ibarettir. 

BELEDİYEYİ BAŞKAN MI OĞLU MU YÖNETİYOR? 

Bu haberimizden sonra çok sayıda telefon aldık. 

Pek çok kişi bu haberle alakalı olumlu olumsuz eleştirisini sosyal medya hesaplarımızdaki ilgili haberin altına yapmış.

En doğal hakları.

Biz nasıl eleştirdiysek onlarda bizi eleştirmiş. 

Saygı duyduk.

Ancak Döğer Belediye Başkanı Mehmet Demirel’in oğlu Fatih Demirel’in paylaşımları bizi çok üzdü. 

Bize terbiyesiz, ahmak, küstah, sözde gazeteci gibi hakaretlerle fütursuzca saldırmış. 

Devlet memuru olduğunu öğrendiğim bu kişiye söyleyecek bir kaç kelamım var. 

1- Belediyeyi sen mi yönetiyorsun baban mı?

2- Döğer’de şehzadelik ilan edildide bizim mi haberimiz yok? 

3- Yaptığın hakaretlerle belediye başkanı olan babanı ne kadar zora soktuğunun farkında mısın? 

4- En ufak hakaret bile yer almayan haberimizde en tabi hakkımız olan eleştirme hakkımızı kullanmak seni neden rahatsız etti?

5- Sözde gazeteci diye hitap ettiğin kişinin, senin Facebook’a girip çıktığın kadar sayısız habere, röportaja, söyleşiye imza attığının farkında mısın? 

Son sözüm Döğer Belediye Başkanı Mehmet Demirel’in kendisinedir…

Sayın Başkan naçizane bir kaç tavsiyemi sizinle paylaşmak isterim. 

Görev süreniz boyunca belediye işlerinden oğlunuzu ya da diğer aile fertlerinizi uzak tutun. 

Sizin adınıza açıklama yapmalarına müsade etmeyin. 

Bir açıklamaya yapılacaksa bunu siz yapın. 

Yok bir açıklama yapılmayacaksa o zaman herkesi susturun. 

Eleştiriye açık olun. Olmuyorsanız belediye başkanlığı gibi kutsal bir makama talip olmayın.

Sizi nezaketle eleştiren kişilere hakaret eden varsa o kişilerin karşısında ilk siz durun. 

Hakareti değil, nezaketi baştacı yapın. 

İşte bu size belki seçim kaybettirir ama çok daha fazlasını kazandırır.