Modern iş piyasaları içerisinde çalışanlar tarafından “iyi bir iş” olarak tanımlanan kavram dolgun bir maaşı, geniş kariyer fırsatlarını ve konforlu bir çalışma ortamını oluşturan yan hakları kapsıyor. Ayrıca iş yeri içerisinde mental, sosyal ve ailevi ihtiyaçları tam anlamıyla karşılayan bir dengenin oluşturulması bekleniyor. Özellikle kariyer hayatının sonlarına yaklaşmış olan profesyoneller, bu dengenin oldukça kritik bir detay olduğunu belirtiyor.
Jobseeker platformunun çalışması, 45-54 yaş grubu içerisinde yer alan bireylerin %37 oranında iş ve yaşam dengesi beklentisini öncelikli sırada bulundurduğunu gösteriyor. Bu veriler kapsamında Afyonkarahisar gibi şehirlerde, çalışan taleplerinin hangi ölçüde karşılandığı merak ediliyor.
Afyonkarahisar’da Esnek Çalışma Modeli, Mevcut Uygulamalar ve Çalışan Beklentileri
Pandemi dönemi ile birlikte şirket ve kuruluşlar uzaktan çalışma, hibrit çalışma modelleri ve esnek mesai saatleri gibi alternatif çalışma yöntemlerine geçiş yaptı. Bu sürecin sonuçları doğrultusunda esnek çalışma modeli adı altında sunulan yan haklar, çalışanların temel beklentileri içerisinde yer almaya başladı.
Bu beklentilerin İzmir, Ankara ve İstanbul gibi Türkiye’nin büyük şehirlerinde küçük şehirlere kıyasla daha çok karşılandığı görülüyor. Afyonkarahisar’da ise geleneksel çalışma kültürü baskınlık gösteriyor. Tarıma dayalı işletmelerin, orta ölçekli sanayi kuruluşlarının ve lojistik firmalarının bulunduğu Afyonkarahisar’da, esnek çalışma modeli ile hizmet veren şirket sayısının oldukça az olduğu gözlemleniyor.
Afyonkarahisar’da faaliyet gösteren şirketlerin büyük bir kısmı klasik ve geleneksel olarak isimlendirilen çalışma modelini benimsiyor. Bu model çalışanların iş yerine gitmelerini ve fiziki olarak çalışma ortamında bulunmalarını gerektiriyor. Hizmet ve imalat sektörlerinde işin doğası gereği fiziksel varlık oldukça önemli bir detay olarak ön plana çıkıyor.
Öte yandan muhasebe, danışmanlık ve eğitim gibi alanlarda hizmet veren çeşitli kuruluşların hibrit çalışma modelini uyguladığı görülüyor. Özellikle bu yaklaşımın genç girişimciler tarafından kurulan firmalarda ve Türkiye’nin farklı bölgelerinde şubeleri bulunan kuruluşlarda uygulandığı anlaşılıyor.
45-54 Yaş Aralığındaki Çalışanlar Hangi Sebeplerle Esnek Çalışma Uygulamalarını Önemsiyor?
45-54 yaş grubunda hizmet veren çalışanlar, kariyer hayatlarının en yoğun ve aynı zamanda en fazla sorumluluğa sahip olunan döneminde bulunuyor. Çalışma hayatı içerisinde deneyim birikimi ile ön plana çıkan ve kıdemli bir pozisyonda bulunan bu çalışanlar, özel hayatları içerisinde çocuk bakımı ve yaşlanan aile üyelerinin ihtiyaçlarıyla ilgilenilmesi gibi sorumlulukları üstleniyor.
Esnek çalışma saatleri ve evden çalışma seçeneği gibi iş ve yaşam dengesini destekleyen düzenlemeler, 45-54 yaş grubunda bulunan çalışanların iş performanslarını yükseltmekle birlikte yaşam kalitelerini de olumlu yönde etkiliyor. Ancak Afyonkarahisar odaklı yapılan yerel araştırmalar, 45-54 yaş arasındaki çalışan beklentilerinin bu bölgede tam anlamıyla karşılanmadığını gösteriyor.
Katı mesai saatleri, hafta sonu vardiyaları ve yoğun iş yükü, Afyonkarahisar’daki çalışanların ruhsal sağlıklarını olumsuz yönde etkileyen temel unsurları oluşturuyor. Jobseeker’ın araştırması doğrultusunda ruh sağlığını destekleyen yan hakların çalışanlar tarafından önemsendiği anlaşılıyor. Bu kapsamda çalışanların %77’sinin ruh sağlığını destekleyen yan hakları ön planda tuttuğu görülüyor. İlgili bulgular iş verenlerin operasyonel verimlilik kadar, çalışan refahını geliştirecek olan uygulamalara da yatırım yapmaları gerektiğini gösteriyor.
Kültürel ve ekonomik farklılıklar doğrultusunda esnek çalışma uygulamaları
ABD özelinde yapılan araştırmalar çalışanların haftada 4 gün çalışma modeline geçiş yapmak istediğini gösteriyor. Bu model ABD içerisinde ve bazı Avrupa ülkelerinde pilot olarak uygulanıyor. Haftalık 4 gün çalışma modeli içerisinde toplam mesai saati değişmemekle birlikte çalışanların fazladan 1 gün daha izin yapması amaçlanıyor. Böylece performansın, üretkenliğin ve verimin yükseltilmesi hedefleniyor.
Ayrıca esnek çalışma konusu kapsamında çalışanlara sunulan yan haklar ruh sağlığı ile doğrudan ilişkilendiriliyor. Dolayısıyla ABD içerisinde bulunan birçok şirket, çalışanların beklentilerini karşılamak amacıyla ruhsal sağlığı destekleyici yan hakları çalışanlara sunuyor. Bu kapsamda kişisel gelişim günleri planlanıyor ve çalışma ortamı içerisinde terapist desteği bulunuyor.
Afyonkarahisar’da ve ülkemizdeki birçok şehirde ise bu tarz uygulamaların yaygın olmadığı görülüyor. Bu durumun temel sebepleri içerisinde ekonomik kaygı, geleneksel iş anlayışı ve teknolojik altyapının yetersizliği bulunuyor. Ancak küresel trendler doğrultusunda çalışanların ve deneyimli profesyonellerin beklentilerinin değişiklik göstermesi, önümüzdeki yıllarda Afyonkarahisar’ın ve diğer şehirlerin bu eğilimlere ayak uydurabileceğini gösteriyor.
Ruh Sağlığını Destekleyen Uygulamalar ve Çalışan Geri Bildirimleri
Çalışma ortamı içerisinde ruh sağlığını destekleyen uygulamalara verilen önemin artış göstermesi, çalışanlar kadar iş verenler için de verimli çalışma koşullarının oluşmasına yardımcı oluyor. Çünkü stres düzeyinin yükselmesi ile birlikte üretkenlik seviyesinin düştüğü, aidiyet duygusunun zayıfladığı ve memnuniyetsiz bir çalışma ortamının oluştuğu biliniyor.
Afyonkarahisar’da hizmet veren çalışanlar, genel olarak iş ve yaşam dengesi konusundan şikayetçi olduklarını belirtiyor. Bazı çalışanlar tarafından haftanın 6 günü işe gitmenin zorunlu olduğu ve mesai saatlerinin esnetilemediği ifade ediliyor. Özellikle kadın çalışanların ev işleri, çocuk bakımı ve çalışma hayatı arasında sıkıştığı belirtiliyor.
Ülkemizdeki Afyonkarahisar gibi gelişimini sürdüren şehirlerdeki şirketlerin, ruh sağlığını destekleyen çalışma modellerini uygulayarak daha verimli bir iş ortamı oluşturabileceği anlaşılıyor. Aidiyet duygusunu geliştirmek, yetenekli çalışanların şirkete karşı bağlılıklarını artırmak ve diğer şirketlere karşı rekabet avantajı kazanmak için esnek çalışma modellerinin kritik bir rol üstlendiğini ifade etmek gerekiyor.
Sonuç
Günümüz iş dünyasının eğilimleri doğrultusunda çalışan bağlılığını ve verimliliği artırmak adına daha esnek ve destekleyici çalışma koşulları sunulmasının bir lüks olmadığı, bir zorunluluk olduğu görülüyor. Her ne kadar Afyonkarahisar gibi gelişimini sürdüren şehirlerde iş ve yaşam dengesi konusunda bir farkındalık oluştuğu gözlemlense de güncel uygulamalar bu konu hakkında daha çok çalışmanın yapılması gerektiğini gösteriyor.
Afyonkarahisar’daki iş verenlerin geleneksel iş modeli anlayışından uzaklaşarak, modern çalışma modellerini benimsemesi gerekiyor. Böylece çalışanların değişen beklentilerine uygun çözümlerin geliştirilebileceği, verimli bir çalışma ortamının oluşturulabileceği ve iş dünyasının trendlerine ayak uydurulabileceği anlaşılıyor.