Afyon'un 100 yıllık lokumcusunun hikayesi: 4 kuşak bir tat Afyon'un 100 yıllık lokumcusunun hikayesi: 4 kuşak bir tat

Afyon Postası yazarı Başak Nakilcioğlu, bugünkü köşe yazısında ilginç bir konuya değindi. Nakilcioğlu, sanatsal bir etkinlik için Millet Kütüphanesi’nin belediyeye ait kısmını talep ettiğini ancak bu talep sonrasında belediye ile kütüphanenin yapımı esnasında herhangi bir sözleşme ya da anlaşmanın yapılmadığının öğrendiğini kaleme aldı. 

Nakilcioğlu’nun yazısının Millet Kütüphanesi ile ilgili kısmı şöyle:

Tahsisler için anlaşma, sözleşme yapılmamış

“Kütüphane de geçen sene bittiğine göre, herhalde diyoruz arkadaşımla, buradan hepimiz için kullanım alanı buluruz. Bunun için yapılmış gibi duruyor çünkü. En azından uzaktan. Çünkü yakına gidince işler değişiyor. Bilgi almak için soruşturuyoruz.  Millet kütüphanesinin yapımında, yazının başlarında bahsettiğim çoklu yapım süreci yaşanmış. Yani arazi bir kurumun, yaptıran belediye, yapılan da il halk kütüphanesi olduğu için üç kurumun aralarındaki anlaşma, sözleşme ile tahsislerle olabilecek bir kullanım söz konusu. Tamam diyoruz arkadaşımla, belediyeye bu binanın neresi tahsis edilmiş? Ona bakalım ona göre talep edelim.  Öğreniyoruz ki Millet Kütüphanesinin bu çoklu yapım sürecinde tahsisler için anlaşma, sözleşme yapılmamış???”

“Bize yer vermek istemiyorlar sandım”

“Bu yüzden de bize bir yer öneremiyorlar. Başta bana bahane gibi geldi. Sözleşme olmamasına inanamadığım için, “bize yer vermek istemiyorlar, o yüzden de sözleşme yok deyip kestirip atıyorlar” diye düşündüm. Defalarca sordum, ama gerçekten anlaşma, sözleşme yokmuş. Geldiğimiz noktada, başımızdan geçenlerin içimize nasıl yansıdığı, nasıl bir ifade şekli bulduğumuz kişiseldir ve değişir. Şaşkınlığımı gereği kadar ifade bile edemedim. Arkadaşımla birbirimize baktık, konuyu biraz değiştirip ortamdan ayrıldık. Konuyla ilgili bir açıklama yapılır mı bilemiyorum. 

Başak Nakilcioğlu’nun yazdığı “Afyon’da Sanat için Mekan” başlıklı yazının tamamını okumak için buraya tıklayabilirsiniz.

Muhabir: Başak Nakilcioğlu