Afyonkarahisar Damızlık Sığır Yetiştiriciler Birliği Başkan Yardımcısı İbrahim Göbel, hayvancılık sektöründeki sorunları ve çözüm önerilerini detaylı bir şekilde dile getirdi. Afyon Postası’na konuşan Göbel, yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi:
Süt fiyatlarının 17,50 TL ya da 17,80 TL olması gerekiyor
"Afyonkarahisar’da hayvancılık sorunlarıyla uğraşıyoruz. Peki neden sorunlarla uğraşıyoruz? Çünkü üreten memnun değil. Hayvancılıktan çıkmak isteyen çok sayıda üyemiz ve vatandaşımız var. Bunun nedeni, ürettikleri ürünlerin para etmemesi. Bugünkü maliyetlerle süt fiyatlarının 17,50 TL ya da 17,80 TL olması gerekiyor. Ancak açıklanan süt bedeli 14,50 TL. Bu nedenle üreticiler ürettikleri sütten para kazanamıyor. Para kazanamadıkları için de sektörden çıkmak istiyorlar.
Hayvancılık sektörü endişe içerisinde
Hayvancılık sektörü Afyonkarahisar’da büyük bir endişe içerisinde. Üreticilerimiz, yarınlarının ne olacağını bilmedikleri için kaygılılar. Şu an karşılaştığımız en büyük sorun süt fiyatları. İnsanlar para kazanamadıkları için ineklerini kestiriyor, ellerinden çıkarıyorlar.
Üreticilerin sabrı tükeniyor
Biz bakanlıktan ya da Ulusal Süt Konseyi’nden süt fiyatları talep ettiğimizde, "Bu fiyatlar enflasyonu yükseltir" endişesiyle geçerli bir fiyat açıklanmıyor. Bu nedenle üreticilerin sabrı tükeniyor ve hayvanlarını kesime gönderiyorlar. Peki, hayvanlarını kesime göndermek ne demek? Bu, üretimin durması demek. Eğer üretim durursa süt nasıl ucuz olabilir? Et nasıl ucuz olabilir? Ancak üretim yaparsak bunlar mümkün olabilir.
Maliyetlerin üzerine yüzde 15 ila yüzde 25 kar verilmeli
Süt fiyatlarına iyi bir fiyat verilirse, örneğin 17,25 TL ya da 17,50 TL gibi maliyetlerin üzerine yüzde 15 ila yüzde 25 kar payı eklenirse üretici zarar etmez. Böylece 15 kilo süt veren ineğini kestirmez. Bu da her yıl yeni bir yavru anlamına gelir. Ancak şu anda et ve süt kurumu, ithal et getirerek yerli üreticiyi zarara uğratıyor. Bu nedenle birçok üretici sektörden çıkıyor.
Üretici güven duyarsa, bunun meyvesini 3 yıl sonra alırız
Eskiden aile çiftlikleri vardı. Her evde 5-8 dana bulunurdu. Ancak şimdi insanlar bunları besleyemiyor. Yem maliyetleri çok arttı. Et fiyatları baskılanıyor, dışarıdan et getiriliyor. Üretici ne yapacak? Dışarıya verdiğimiz paraları üreticiye destek olarak vermemiz lazım. Eğer süt fiyatları istenilen seviyeye gelirse ve üretici güven duyarsa, bunun meyvesini 3 yıl sonra alırız.
Sektör sütün para etmesini bekliyor
Bu işin bir süreci var. Hayvanın büyümesi, doğurması ve etlik hale gelmesi zaman alıyor. Ancak her gelen bakanımız, "3 yıl sonra ithalat duracak" diyor ama bu 3 yıl hiçbir zaman bitmiyor. Sektörün ortak görüşü şudur: Sütün para etmesi. Süt para ederse üretim çoğalır. Şu anda süt fazlalığı var çünkü süt tüketimi düştü. Bizim süt verdiğimiz firmalar, "Kapasiteyi artırmayın, sütü alamayız" diyor. Bu durum süt mamullerinin pahalanmasına ve vatandaşın bu ürünlere ulaşamamasına neden oluyor.
“Süt en az 20 TL olmalı, başka türlü para kazanılmaz”
Bir şeyin ucuz olabilmesi için çok üretilmesi gerekiyor. Bunun için süt ve et üreticilerine iyi fiyat verilmesi lazım. Üreticiler ellerindeki hayvanları listelerinden düşürüyor. Bu da hayvan sayısının azalması, dolayısıyla süt üretiminin düşmesi demek. Bugünkü maliyetlerle süt fiyatı en az 20 TL olmalı ki üretici para kazansın.
Köylerde çalışanların yaşı 50’nin üzerine çıktı, gençler kalmıyor
Ana sığır olmazsa süt nereden alınacak? Bugün üreticiler para kazansa, ellerindeki damızlıkları artırır ve düvelerine sahip çıkar. Ancak sıkıştıklarında ellerinde sadece damızlık hayvanlarını tutuyorlar, diğerlerini gözden çıkarıyorlar. Artık üreticiler hesap yapıyor. Bankalar 1 milyon TL krediye aylık 35-40 bin TL faiz alıyor. 1 milyon TL, 6-7 tane düve demek. İnsanlar bu yüzden bankaya yöneliyor. Köylerde çalışanların yaşı 50’nin üzerine çıktı. Gençler artık hayvancılıkla ilgilenmiyor.
Tereddüt ve endişe içindeyiz
Devletimizin gençlerimize ve kadınlarımıza desteği var. Ancak bu işi yapmak isteyenler, para kazanıp kazanamayacaklarını değerlendiriyor. Ürünlerimiz öyle ki yarın, bir hafta veya bir ay sonra ne olacağını bilmiyoruz. Ne kadar kazanacağımızı bilmediğimiz için tereddüt ve endişe içindeyiz.
Süt fiyatında istenilen olmazsa her 3 yılda bir yurtdışından ithal hayvan getiririz
Sütün maliyetine ulaşamazsak, süt de damızlık hayvanlar da ortadan kalkar. Sonrasında her 3 yılda bir yurtdışından ithal hayvan getiririz. Getirdiğimiz hayvanlara büyük paralar öderiz. Bunun yerine süt ve besilere destek verilmesi gerekiyor. Hayvan başına verilen 1000 TL buzağı desteği yeterli değil. Bunun yerine, devlet maliyet fiyatını belirleyip üreticiye yüzde 25 kar payı koyarak bir fiyat açıklamalı.
İthal et gelirse iyi durumda olmayız
Dış ülkelerde çiftlikler planlı bir şekilde çalışıyor. Bir çiftlik 1,5 ton süt üretiyor ve gerekirse kota alıyor. Devlet, bir yıl boyunca ne kadar süt alınacağını biliyor ve üreticiler süt fiyatlarının değişmeyeceğini bilerek çalışıyor. Bizde de planlama yapılması gerekiyor. Üretim olmazsa tarımda ve hayvancılıkta bu işin içinden çıkamayız. Üreticiler gerçekten zor durumda. Geçenlerde bir haber okudum: Köfteci Yusuf, Tarım Bakanlığı ile 20 ton ithal et için bağlantı yapmış. Bırakın insanlar yerli hayvanları kessin ama yerli üreticinin hayvanları dursun. Eğer dışarıdan et ve hayvan ithalatı devam ederse, iyi bir duruma gelebileceğimizi düşünmüyorum. Üreticinin elinde mal varken dışarıdan hayvan getirilirse, üretici kar edemediği için zarar eder ve bu işi bırakır."