Afyonkarahisar Sağık Bilimleri Üniversitesi'nde (AFSÜ) görev yapan şehrin tek çocuk onkoloji ve hematoloji doktoru Doç. Dr. İbrahim Eker'in Kütahya'ya görevlendirme talep etmesi gündem olmuştu. AFSÜ Rektörü Prof. Dr. Nurullah Okumuş bu konuyla ilgili basın mensuplarına açıklamalar yaptı. O açıklamalar şöyle:
Rektör Nurullah Okumuş’un yaptığı açıklama şöyle:
Dilekçe ile görevlendirme istedi
Kütahya Şehir Hastanesi’ne hocamız görevlendirme talebinde bulunmuş. Birisi bir yere görevlendirilemez oradan talep gelmez. Böyle bir talep olursa bakılır yeterli hekim varsa görevlendirme olabilir ama böyle bir talep olmadı. Bizde kendisinin yazdığı dilekçesine yanıt verdik, Cuma günü imzaladım. Şu anda hasta takibi olması, tek çocuk hematoloji ve onkoloji doktoru olması nedeniyle görevlendirme talebine ‘uygun görülmemiştir’ diyerek bir cevap yazdım. Bu haberler çıkınca İbrahim Hoca ile görüşmek istedim. Arkadaşlara sordum bir şey mi oldu diye sordum. Çünkü ben kendisine git demedim kal demedim. Kavga mı ettiniz bir şey oldu diye sordum. Hiçbir şey olmadı dediler. Çağırın görüşeyim dedim. İbrahim Hoca kongrede hafta sonu gelecek dediler.
Benim muhatabım bu kişinin annesi ya da eşi değil
Temel sorun şu. Ben hakikaten utanıyorum, gazeteci arkadaşlara böyle bir durum nedeniyle çağırarak açıklama yapmaktan hicap duyuyorum. Niye? Bana karşı rektörlüğe karşı olan sıkıntının hepsi tolere edilebilir. Fakat iki günden beri benim dışında üniversitenin itibarını zedeleyici zarar verici ifadeler geri dönüşlerle karşılaşıyoruz. Afyon’da aramayan kişi kalmadı. Siyasisinden vatandaşına kadar herkes aradı. Bu arkadaşın benimle görüşüp sorunu çözme gayreti olmadığı gibi yaşamış olduğu sorunları ailesi, hasta yakınları ve gazeteciler üzerinden alevlendirmeye çalışıyor. Benim muhatabım bu kişinin annesi ya da eşi değil. Afyon Postası’nda yer alan haberlerin altına hakaret ve küfüre varan ifadeler var. Maalesef annesi benim çocuğuma beddua edecek kadar ifadeleri var. Kimse benim çocuğuma beddua etmeye hakkı yok. İş bu noktaya geldiği için ben açıklama yapmak zorunda kaldım. Kimse benim aileme beddua edemez.
Annesi tarafından YÖK’e şikayet edildim
Bir akademisyen bir sorunu varsa bunu halledemezse bir üst merciye gider. YÖK’e gider. Annesi tarafından YÖK’e şikayet edildim. Görevini yaptırmadığım ifadeleri ile şikayet edilmişim. Bir ay boyunca oturdum savunma için bir dosya hazırladım. Annesi, bir siyasiye her namazdan sonra hocaya beddua ediyorum demiş. Anladım ki bu olay çığrından çıkmış durum. Şahsımı, üniversitemi hedef alan ifadeler var. Bir sorun varsa bunu bu akademisyenimiz bunu görüşerek bire bir çözmesi gerekirdi.
4 Hocamız İbrahim Eker’den dolayı ayrıldı
Eşi yayınlanan haberin altına bir yorum yazmış. Türlü gerekçelerle İbrahim Hoca’nın ekibini dağıttığımı söylemiş. Ben buraya göreve başladığımda İbrahim Hoca’nın bir ekibi yoktu İbrahim Hoca burada tekti. Buraya ilk Özge Vural olarak geldi. Kendisi Gazi Üniversitesi’nde çalışıyor. 2020 yılında ayrıldı. Nilgün Eroğlu geldi. Eşi hala burada doğum doktoru olarak çalışıyor. Kendisi Çocuk onkoloji ve hematoloji uzmanı. Türkiye’de bunların sayısı 200 kişi. Nilgün hocamız geldi, 2023’de ayrılmak zorunda kaldı. Yeter Düzenli Kar hocamız 2020’de geldi. 2024’de ayrıldı. Şu anda Bursa Uludağ Üniversitesi’nde çalışıyor. Hilal Susam Şen geldi. Çok çalışkan biri. 2023’de ayrıldı. Şu anda Hacettepe Üniversitesi’nde çalışıyor. Bu arkadaşların gitme nedenleri kendi ifadeleri rektörlüğümüze verdiği dilekleçelerde İbrahim Hoca’nın kendilerine baskı, mobing, değersizleştirme yaptığını artık burada çalışamayacaklarını huzurlarının olmadığını dile getirerek ayrıldılar. Benim desteklerimle kurulan bir ekip vardı orada hepsi ayrılmak zorunda kaldı. Benim hayalim Afyon’u hem çocukta hem erişkinde onkoloji ve hematoloji merkezi yapmak iken bunu büyük oranda başarmış iken bu hocalar teker teker ayrıldı. Bu hocalar ayrılırken bu hocalar neden gitti? Niye ayrıldılar? Kimse bir şey sormadı. İbrahim Hoca’nın kendi isteği ile görevlendirme talebini ise akıl sıra erdiremiyorum. Bunun gerekçesini ben olduğumu asla kabul etmiyorum. Bunun sonucunda çocuğum üzerimden bedduaya uğramak asla kabul edilebilir bir şey değil. Olay artık saldırı niteliğine dönüştü. Sonrasının ne olduğunu artık tahmin edemiyorum.
Kendisinden onay alarak odaları böldük
Tahmin 3 tane olay oldu. Birinci erişkin onkoloji ve hematolojiden geldiler. Biz çok büyüdük. 4 hoca olduk. Şu kadar hastamız var. Biz artık buraya yetemiyoruz. İbrahim Hoca tek. Çocuk Hematoloji alanında çok fazla boş oda var. Oradan bize yer verebilir misiniz? Dedim ki “İbrahim Hoca ile görüşün onay verirse hemen” dedim. Bizi muhatap etmeyin dediler. Başhekime söyledim. Kendisi ile görüşün dedim. İbrahim Hoca’nın onayını alarak yanında şahitli giderek konuşun dedim. Onay alarak oradaki odaların bir kısmı erişkin hematolojiye bir tanesi de gastroentolojiye verildi. Kendisi daha sonra buna itiraz etmiş kızmış. Birinci konu bu olabilir.
“Özel bir nedenle gelip başhekim yardımcılığı talep etti, tamam dedim”
İkinci olay şu. Kendisine personel verildiğini söylüyor. Kendi bölümünün mağdur edildiğini anlatıyormuş. Mobing yapıldığını söylemiş. YÖK’e verdiğim ifademde de kullandım. Bir kere bu arkadaş benden özel bir nedenden dolayı başhekim yardımcılığı görevi talep etti. İhtiyacın varsa hay hay dedim. Özel neden bende kalsın. En fazla intörn verdiğim yer orası. İbrahim Hoca tek ona elinizden geldiği kadar fazla vereceksiniz dedim. Diğer arkadaşlarımız küsmesine rağmen bunu yaptık. İkinci neden bu olabilir. İntörn olarak bu arkadaşı hiç ihmal etmedik.
“En çok asistan ve intörnü bu kişiye verdim”
Bana uzman vermediniz bana asistan vermediniz diyor. Beni yalnız bırakıyorsunuz diyor. Her ay Devlet Hizmet Yükümlülüğünden her atama döneminde talepte bulunmuşuz. Acil olarak Çocuk Onkolojisi ve Hematolojisi Uzmanı var demişim. Her atama döneminde istemişim. İntörn vermişim. En fazla asistanı bu arkadaşa verdik. Açık ilana çıktık ama kimse başvurmadı.
Ben burada kendimin hedef alındığımı düşünüyorum
Annesini, eşini ve maalesef hasta yakınlarını yönlendirerek şahsım ve üniversitem aleyhine doğru olmayan ifadeler ile yıpratılmaya çalışıyoruz. Bu açıklamayı yaptığım için bir rektör olarak utanıyorum. Şu anda yapmam gereken bir sürü iş var ama arayan pek çok kişi var. Her birine git diyen yok diyorum. Olmayan bir gerekçe ile infial yaratılıyor. İbrahim Hoca gitmekte isteyebilir ayrılmakta isteyebilir, benim her ay 3-4 tane hekimim ayrılır 4-5 tane gelir. Hiçbir zaman hastalarımızı mağdur etmeyiz. Ben burada benim hedef alındığımı düşünüyorum. Her şeye rağmen İbrahim Hoca’nın şu anda gitmesini istemem. Şu anda gitsin kurtulalım gibi bir ifadem olmaz.