Adıyaman’da yaşayan Ömer Kocakaya, çocuk yaşta babasının yanında öğrendiği sepet örücülüğünü 30 yılı aşkın süredir sürdürüyor. Kentte bu işi yapan sayılı ustalardan biri olan Kocakaya, el emeği göz nuruyla ortaya koyduğu ürünlerle geleneksel zanaatı yaşatıyor.
Zanaatle Direnen Kültürel Bir Miras
Gelişen teknolojiye ve modern üretim yöntemlerine rağmen mesleğinden vazgeçmeyen Kocakaya, Halk Eğitim Merkezi bünyesinde açılan kurslarda eğitim vererek genç kuşaklara da bu sanatı aktarıyor. Kocakaya, sepet örücülüğünün günümüzde giderek zorlaştığını belirterek, “Bu mesleğin içinde doğdum. Babamdan öğrendim. Teknolojiye rağmen bu zanaatı yaşatmak kolay değil ama bu bizim geçmişimiz, kültürümüz,” dedi.
Her Sepet Haftalarca Süren Emekle Üretiliyor
Sepetlerinde kavak ve acı badem ağaçlarını kullandığını söyleyen Kocakaya, malzemenin toplanmasından örme aşamasına kadar tüm süreci tek başına yürüttüğünü ifade etti. “Soyma, kurutma ve örme işlemlerini tek tek yapıyorum. Her bir sepet haftalar süren çalışmanın ürünü,” diyen usta sepetçi, el işi sepetlerin geçmişte bağda, bahçede, pazarda ve ev içinde yoğun olarak kullanıldığını da hatırlattı.
“Her Ürün Bir Kültür Temsilcisi”
Sadece sepet değil, kültürel değerlere ait minyatürler ve biblolar da ürettiğini anlatan Kocakaya, “Yaptığım her ürün sadece bir sepet değil, geçmişimizin bir parçası. Bu mirası kaybetmemek için öğrendiklerimi gençlere aktarmaya çalışıyorum,” diyerek mesleğine duyduğu vefayı vurguladı.